abelalarda yabancı isimlerin seçilmesinin Avrupa karşısında eziklik duygusu içinde olmamızdan kaynaklandığını ifade eden Doç. Dr. Şahin Köktürk, “Bir diğeri, bilinmeyen kelimelerin cazip bir tarafı var ve insanlara çekici geliyor. Acaba ne demek istedi bu kelimeyle? Hayal dünyasına hitap etmiş oluyor bir anlamda” diye konuştu. Köktürk: Bizim çoğalttığımız isimler, markalar bizi tatmin edip dünyayla rekabete başladıktan sonra kendi isimlerimizi koymaya başlayacağız.
“Uzun zamandan beri Türkiye’de yabancı dillerin çokça öne çıkarılması, yabancı dil öğretiminin ve eğitiminin küçük yaşlara kadar indirilmesinin yanı sıra Avrupa karşısında eziklik duygusu içinde olmamızdan da kaynaklanıyor. Özellikle İngilizce isimlerin tercih edilmesi bu kompleksten kaynaklanıyor. Bir diğeri, bilinmeyen kelimelerin cazip bir tarafı var ve insanlara çekici geliyor. Acaba ne demek istedi bu kelimeyle? Hayal dünyasına hitap etmiş oluyor bir anlamda. Türkçe bir kelime olsa ve bilinse, anlamı tek olacak ama yabancı bir isim konunca bunun arkasında ne var gibi bir merak uyandıracak. Ben merak ettirme düşüncesinden ziyade batı karşısındaki kompleksimize, yabancı dil öğretiminin küçük yaşlara kadar indirilmesi gerçeğinden hareketle böyle bir yola başvuruyorlar.’’
‘’Yabancı dil kullanma merakı kendi öz güvenimizi kazanmaya başladıktan itibaren değişebilir. Yani birden bire olmaz. Çünkü uzun yıllardan beri şuur altına yerleşen, dışardakiler bizden daha iyidir şeklinde bir kanaat var. Bizim ortaya koyduğumuz isimler, markalar bizi tatmin edip dünyayla rekabet etmeye başladıktan sonra kendi isimlerimizi koymaya başlayacağız. Bu durumun bizde bir özgüven hali oluşturmasıyla birlikte, bunun göstergesi tabelalarda Türkçe’ye dönülmesi olacaktır.’’