
stanbul’da Hadice Turhan valide sultanın, 1597 yılında başlatıp 1665 yılında tamamlattığı Yenicamii külliyesinin Süleymaniye Kütüphanesi’nde Yenicamii kitapları arasında 150 numarada kayıtlı 168 sayfalık Türkçe bir vakfiyesi vardır. 19×30 cm ebadında bu vakfiye, mimari külliye kadar değerlidir. Terazinin bir gözüne bütün külliye öbür gözüne de yalnız bu vakfiye konulsa denk gelirler. Bu Türkçe vakfiye cildi, tezhibi, zerefşan (altın saçan) süsleri, padişahın tuğrası, dili bakımından da çok mühimdir. Türk ve İslam güzel sanatlarının hepsini kendisinde toplamıştır.
Cihat Sevabı İçin
Valide sultan vakfiyesine Çanakkale Boğazı’nın iki tarafından karşılıklı yaptırdığı Seddülbahir ve Sultaniye Kaleleri ile başlar, bunu da erkeklerden geri kalmamak için yaptığını hulaseten şöyle ifade eder: “Erkeklerin kazandıkları sulh için gaza ve savaş sevabına da ermek için iki kale yaptırdım!”
Hatta kalenin birisinden atılan top ile diğerinden atılan topun menzilleri arasından düşman gemilerinin sızabilecekleri bir aralık ve boşluk kaldığı için Sultaniye kalesini denize yürütmek, yani denizi doldurarak kaleyi daha hakim yere yapma büyük masrafını bile göze almıştı. kalenin için de okul dahi yaptırmıştı.
Bal Şerbeti Dağıtılsın!
Valide sultan her sene ramazanlarda teravih namazından sonra caminin iki kapısında cemaate bal şerbeti dağıttırırdı; ramazan yaza rastlarsa şerbete kar da konurdu. Bal şimdi Rize vilayetine bağlı, eski adı Atina olan Pazar ilçesinden getirilirdi. Dünyanın en iyi balı buradan çıkardı. Her gece 33 okka baldan şerbet yapılarak ikişer şerbetçi tarafından cemaate dağıtılırdı. Valide sultan balın mutlaka Atina’dan getirilmesi için vakfiyesine ağır ve şiddetli şartlar koymuştur. Diyor ki: “Atina balından gayri bal alınmayıp her ne kadar pahalı bile olsa yine Atina balı* satın alına”
Hatice Valide Sultan sosyal yardıma her şeyden çok önem veriyordu. Yeni Cami Sebili’nde halka bedava iyi su dağıtmak için üç sebilci tayin ediyordu, yazın üç ay bu suya kar konuluyordu, susayanlar tertemiz, gıcır gıcır yıkanan kalaylı maşrapalarla kana kana su içerlerdi.
* Günümüzde meşhur Anzer baldır.