Dil ve EdebiyatTürk Dili

Uydurma Kelimeler (1)

F

arsça asıllı kökten yapılmış uydurma kelimelerden biri de “zorunlu” ve “zorunluluk”tur. “Mecburî, mecburiyet”, “zarurî, zaruret” karşılığı olarak kullanılmaktadır. Aslında zûr şeklinde olan (zûr-ı bâzû; kol kuvveti gibi) ve dilimize zor şeklinde yerleşmiş bulunan kelime “güç, kuvvet” mânâsı ifâde etmektedir. “Zorun” kelimesini uyduranlar, “zor”u Türkçe zannetmişlerdir. Halbuki, dilimizde “z-” ile başlayan kelime yoktur. Türkçede kelime başında “z-“ sesi bulunmamaktadır.

Zor kelimesi Türkçeleşmiş olmakla beraber, yine de bundan zorun ve zorunlu kelimeleri türetilemez. Çünkü isim köklerine getirilen “-n” işlek bir ek değildir, kış-ın, ilk-in gibi bâzı kelimelerde kalıplaşmış olarak görülür ve “ile, olarak” mânâsı verir.

Bu duruma göre, zorun “zorla, zor olarak” demek olur. Zorunlu ve zorunluluk ise bundan yapılmıştır. Hem zorun’a, hem zorunluluk’a “mecburiyet, zaruret” mânâsı verilmesi (sorum ve sorumluluk’ta olduğu gibi), işi daha da karıştırmıştır. Bütün dillerde kelimelerin kısa söylenişi esas olduğuna göre, zorun ile birlikte zorunluluk’un da kullanılması büsbütün yersizdir. Bir çeşit kekemeliktir.

Bu işi yapmak zorundasınız” misâlindeki zor’dan sonra gelen “-n” ekini, zorun kelimesindeki “-n” ile karıştırmamak gerekir. “Zorundayım, zorundasınız” gibi örneklerde geçen “-n” iyelik eklerinden sonra kullanılan yardımcı, bağlayıcı bir sestir (eski tâbirle nûn-ı vikaye), bir kelime yapma eki değildir. Anlaşılan zorun kelimesini uyduranlar bu iki “n” ekini karıştırmışlar, iyelik eklerinden sonra “n” kullanılmasına aldanmışlardır.

Zor kelimesi Türkçe’de ayrıca “müşkil, güç” mânâsına da kullanılmaktadır. Bu bakımdan zorun, zorunlu kelimeleri başka karışıklıklar da meydana getirmektedir. Farsça asıllı bir kök ve ölü bir ekle teşkil edilen zorun, zorunlu, zorunluluk kelimelerini dile sokmakta bir mânâ ve lüzum yoktur.

Arapça asıllıdır diye “zaruret, zarurî” ve “mecburî, mecburiyet” i beğenmeyip atmak ve yerine Farsça asıllı bir kelimeden yeni bir kelime uydurmak son derece garip bir harekettir. Bunun dili zenginleştirmekle bir münâsebeti olduğu asla ileri sürülemez.

Prof. Dr. Faruk K. Timurtaş

Kaynak

İlgili Gönderiler

1 / 128