emerkant’da Registan meydanında, soldaki medresedir. Uluğ
Bey, medresenin İnşaasında bir usta gibi çalışarak bizzat kendisi de
katılmıştır. 1417-1420’yıllarına inşa edilir.
Çok süslü bir binadır. Bu büyüklükte ince işlemeler, üstün zarafet
sergiliyor.
Cephenin %70’ini oluşturan taçkapının ortasında çok büyük
bir eyvan var. Taçkapı köşe sütunçeleriyle, panolarla ve hat kuşağıyla
çevrelenir. Eyvan kemerinin köşelikleri çiniden iri yıldız çiçekleriyle tezyin
edilmiş. Kapı çerçevesinin aslında daha yüksek olduğu anlaşılıyor. Çünkü üst
kısmındaki süslemeler yarım kalmış.
Dr. Emel Esin, taçkapıda “Âlimin öbür insanlara nisbeten fazlı, ayın onbeşinde kamerin sair
yıldızlar arasında parlayışı gibidir” hadisini okuduğunu kaydeder.
Eyvan nişi çini yazı kuşağıyla sarılır. Üst kısmında hat
dolgulu çok iri geometrik desenler var. Alt kısmı ise nişlerle hareketlenir.
Yaklaştığımızda sütunçelerin sarmal hatlarla, panoların
geometrik desen ve “Allahu Ekber”
yazılarıyla süslendiğini görüyoruz. Köşelikteki yıldızların arasındaki dolgu
parçaları rumî kabartmalarla bezenmiştir. Bu kabartmaların aşağıdan görülmesi
çok zordur.
Eyvan kemerini çevreleyen kordon misali burmalı bordur
tezyindeki en çarpıcı unsurlardan biridir. Çiniden kordonun her boğumu ayrı
desende işlenmiştir.
Eyvan kemerinin içinde nişler ve arasında panolar var. Bu
şema içinde tezyin sanatının zarafetiyle bütünleşen çini sanatının şaheserleri
sergileniyor. Mimarî unsurların her biri ayrı teknikte, ayrı güzellikte
nakışlarla bezenmiş. Yanyana gelişlerin ahengi gözlerimize tanımların ötesinde
bir estetik ziyafet sunuyor.
Ortadaki niş, başlıbaşına bir sanat harikasıdır. Pencere içliği,
yazı kuşağı, panoları, hatta mukarnas yaşmağı bütün çinilerle donatılmış. Niş
kemerinin tonozu (eyvanın köşeliklerindeki gibi) yıldız çiçekleriyle bezenmiş.
Yandaki kapı nişlerinin kemer içi ve tonozu geometrik desenli çinilerle görkem
kazanır. Subasman çini bordürlü renkli mermerlerden geometrik desenli panolar tarzda
düzenlenmiş. Üzerindeki mukarnas ve kabartma yazılı bantlar da mermerdendir.
Demek istiyoruz ki üstün zevkli tezyin sanatı, elindeki bütün olanağı bolca
kullanarak bu kapıyı meydana getirmiş.
İçeriye girmeden önce binaya dıştan bakıyoruz: Taçkapmın
yanındaki duvarlar kemerli panolarla tezyin olmuş. Minareler burada pek
rastlanmayan biçimde, tıpkı İstanbul minareleri gibi ince uzundur. Minareler
çok geniş yazı bantlarıyla, kufî hat dolgulu geometrik desenlerle, en üstte,
şerefe altında çiniden mukarnas işlemelerle süslenmiş. Bina, 56×81 metre
oturumlu (taç kapı yaklaşık 30x35m.) dikdörtgen planlıdır.
Beden duvarları renkli sırlı tuğladan geometrik desenler ve
kufî hat ile bezenmiş. Yan kapılar da taçkapı görünümünde, gayet güzel
süslemelidir. Ama tabii giriş cephesi kadar muhteşem değil. Binanın tezyinine
verilen önem, subasmanın mermer kaplamasından şerefenin çini mukarnasına kadar
her noktasında görülüyor.
Bitki desenleri ve hat ile kabartmalı kapıdan iç avluya
geçiyoruz. İçerisi dışarımdan daha da güzel tezyin edilmiş. Avlu talebe
hücrelerinin iki katlı nişleriyle sarılır. Her tarafı çinilerle bezenen bu
avluyu tek kelimeyle: “Muhteşem”
diye tanımlayabiliriz.
Girince hemen karşı duvarda gördüğümüz iki kat boyunca
yükselen dev eyvan nişi, büyüklüğü ve özenli tezyini ile gözalıcıdır. Binanın
üstü hizasını da aşan eyvan çerçevesini saran çini yazılar ve köşelik bezemeleri
bina restore edildiği için yok. Nişin köşelerinde yüksek çini sütunçeler var.
Eyvan nişi çiniden kuşak yazı ile sarılır. Yazı kuşağının altı kapı ve çini
panolarla süslü; üstü kufî hat dolgulu geometrik desenlerle bezenmiştir.
Avluda sözünü ettiğimiz eyvan nişlerinden dört tane vardır.
Her duvarın ortasındaki bu dev nişler, bizim Selçuklu medreselerinden de
tanıdığımız dershane eyvanlarıdır. Uluğ Bey zamanında dört dershanenin her
birine ayrı müderris (profesör) tayin olmuş. Hepsinin başına da “Şeyh-ül Müderrisin” (Rektör) olarak Bursalı Kadızade Rumî getirilmiş.
Avludaki bütün kemerlerin köşelikleri renk renk çinilerle
bezenmiştir. Talebe hücrelerinin nişleri sırlı tuğladan geometrik desenler ve
hat ile donatılmış. Nişlerin köşeleri çini sütunçelerle süslüdür. Hücre
kapılarının iki yanı çini pano ile süslenip hat ile taçlanmış. Pencere
içlikleri çiniden, subasman desenli renkli mermerden yapılmış.
Başka hiçbir yerde görmediğimiz bir uygulamayı; taçkapının
arka yüzündeki sırlı tuğla bezemeleri, binanın tezyinindeki titizliği
göstermesi bakımından önemli buluyoruz.
(Doç. Dr. Gözde Ramazanoğlu)