Kafkasya - Kırım

Türkiye-Azerbaycan el ele!

Ö

resim

nceki gün ajanslara güzel bir haber düştü: “Türkiye ve Azerbaycan silahlı kuvvetleri, Azerbaycan’da ortak askerî tatbikat düzenliyor. İki kardeşin ortak tatbikatı Bakü, Nahçıvan, Gence, Tovuz, Kürdemir ve Yevlak da sürdürülecek…”

Bu, uzun yıllardır özlemle beklenen, hayal edilen, yazılan, çizilen ve nihayet eyleme dönüşen önemli ve  aynı zamanda “dosta güven, düşmana korku salan” tarihî bir adımdı.

Bu tarihî adımın ayak seslerini Savunma Sanayi Başkanlığı’nın şu ifadelerinden duymuştuk aslında: “Savunma sanayiimiz SİHA’lardan mühimmatlarımız ve füzelerimize, elektronik harp sistemlerimize kadar bütün tecrübe, teknoloji ve kabiliyetleriyle Azerbaycan’ın emrindedir!” 
1-5 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşecek tatbikat, Azerbaycan Türkleri arasında bayram sevinci ile karşılandı. Bu sıradan bir tatbikat değildir hiç kuşkusuz. Bu, Türkiye’nin çok uzun yıllardır ilk kez yönünü çok ciddi anlamda Kafkasya’ya, kardeş ülkelere çevirmesi azim ve kararlılığıdır.

Türkiye’nin bu yaklaşımı bugün için bir başlangıç olsa da yakın gelecekte diğer kardeş ülkelere katacağı güven bakımından çok önemli, değerli ve anlamlıdır. Türkiye başarılarla, imparatorlukla taçlanmış bin yıllık bir askerî geçmişin zenginliğini, tecrübesini, birikimlerini kardeş ülkelerin genetik kodlarına eklemlemek gibi tarihî bir sorumluluğu yerine getirmek durumundadır.

Türkiye varoluş hikâyesini tamamlarsa biz biliyoruz ki önümüzdeki asırlar yeni baştan Türk asrı olacaktır. Yarınki Büyük Türkiye hayalini gerçeğe dönüştürdüğümüz gün, Türk asrının doğum sancıları da başlayacaktır. Bu ülkede “Nuri Paşalar bitmez” demiştik bir yazımızda. Azerbaycanlı bir okurumuz gönderdiği mektubunda şöyle demiş:

“Meryem Hanım, Nuri Paşalar da bitmez, o paşaların yetiştirdiği askerler de bitmez. Şimdi bizim ülkemizde Türk ordusundan esinlenerek ve bizzat Türk ordusu tarafından tanzim edilmiş bir Millî Azerbaycan ordumuz vardır…”

1918 yılında Nuri Paşa, Bakü’yü düşman işgalinden kurtardıktan sonra Azerbaycan ordusunu da düzenlemek ister ve buna binaen Azerbaycan gençlerine seslenen devrin Başbakanı Nesip Bey Yusufbeyli şu tarihî konuşmayı yapar:

“Ey Cesur Türk Kahramanları!

Size layık bir söz vardır ki onu da Bakü’nün alınması münasebetiyle Nuri Paşa Hazretlerine Cumhurbaşkanımız yazmıştır. Ondan daha uygun bir ifade bulamadığımdan onu ben de tekrar ediyorum ve zannediyorum ki üç kelimeden ibaret olan bu cümleyi Azerbaycan var oldukça her bir Azerbaycanlı Türk kalbinde yaşatacak ve tekrar edecektir.

‘Millet size minnettardır!’

Şimdi size, ey Azerbaycan gençleri, size seslenmek istiyorum. Üzerinizde ne kadar ağır bir görev olduğunu biliyor musunuz, artık ortada hiçbir bahane kalmadı. Vatanımız düşmandan kurtuldu ve kurtulmaya devam ediyor. Silah istiyorsanız, kardeşleriniz sizin için tedarik ediyor, top istiyorsanız, hazır! Diğer levazımat istiyorsanız hazır! Harp okulu istiyorsanız hazır, öğretmenler ve subaylar istiyorsanız o da hazır! Para, iaşe, elbise, fişek atölyeleri, daha da size ne lazımsa hepsi hazır! O hâlde artık ne bekliyorsunuz? Haydi yavrularım, haydi silah başına! Bakın edip ve şairiniz Hüseyinzade Ali Bey, birkaç hafta önceki bir toplantıda ne demişti:
Ey Azerbaycanlılar!

Siz öyle bir bahadırsınız ki inşallah tez bir zamanda bir elinizle Osmanlı devletini alıp, diğer elinizle Türkistan’ı alacaksınız. Her ikisini de yükseltip kendi başınıza taç yapacaksınız…”

İnşallah diyelim…

İlgili Gönderiler

1 / 36