K
uzeyden ilerleyen Rus kuvvetleri, yolları üzerindeki bütün yerleşme merkezlerini yerle bir ederek Mayıs sonlarında stratejik ehemmiyeti büyük olan Hocaeli kasabasını muhasara etmişlerdir. Ruslar, şehri müdafaa eden Hive kuvvetlerini üstün silâhları sayesinde kolayca yenerek Hive Hanlığının kuzeyindeki müstahkem mevkilerini çökertmiş oluyorlardı.
Hızla ilerleyen Rus kuvvetleri Mayıs sonlarında hanlığın başkenti Hive şehrini kuşatarak bombardımana başladı. Hiveli topçular ellerindeki eski tip toplarla düşmanın bu bombardımanına mukabele ettiler ise de, isabetli atış olmadığından Ruslara pek zayiat veremediler. Buna mukabil Rus topçu ateşi Hive şehrinde ağır tahribata ve can kaybına sebep oluyordu. Bunun üzerine Hive Hanı, yeniden elçiler göndererek bombardımanın kesilmesini ve sulh yapılmasını rica etti.
Fakat Ruslar, hanın bu isteğini ancak kendisi de dahil olmak üzere bütün silâhlı müdafilerin kayıtsız şartsız teslim olması şartıyla kabul edeceklerini bildirmişlerdir. Hive Hanı, Rusların teklifine evet demiş ise de, müdafilerin çoğunluğunu teşkil eden Yamud Türkmenleri, ülkelerini müdafaa etmeden teslim olmayacaklarını söyleyerek bu isteği reddetmişlerdir.
Bunun üzerine Ruslar, bombardımanı daha da şiddetlendirmişlerdir. 24 saat devam eden bu bombardımandan sonra Ruslar, enkaz hâline getirdikleri Hive şehrini 9 Haziran 1873`de işgal etmişlerdir. Fakat, herşeye rağmen Rus hâkimiyetine girmeyi reddeden
Yamud Türkmenleri, güneye Hazavat bölgesine çekilmişlerdir.
Türkmenler, öldürücü silahlara sahip düşmana karşı sonuna kadar savaşmanın imkansızlığını çok geçmeden idrak etmişler ve General Kaufman’a 10 kişilik bir heyet göndererek sulh talebinde bulunmuşlardır. Fakat, General Kaufman, Türkmenlerin Hive’yi inatla müdafaa etmelerine kızdığı için, onların gönderdiği heyeti tevkif ettirmiştir.
Türkmenler ikinci bir heyet göndererek yeniden sulh talebinde bulunmuşlardır. General Kaufman, Türkmenleri mutlaka cezalandırmak istediği için, gönderilen ikinci heyete bir ültimatom vererek Türkmenlerin kayıtsız şartsız teslimini ve iki hafta içinde de 300.000 rublelik bir harb tazminatını peşin olarak ödemelerini istemiştir.
Türkmenler, yeni bir heyet göndererek istenen tazminatı ödeyeceklerini, yalnız iki haftalık müddetin kısa olduğunu, mallarını satabilmeleri için kendilerine biraz daha zaman verilmesini rica etmişlerdir. Kaufman, Türkmenlerin taleb edilen parayı iki hafta içinde temin edemeyeceklerini pek ala biliyordu. Onun maksadı Türkmenleri cezalandırmak olduğu için, isteklerinin yerine getirilmesinde ısrar etmiş bu da olmayınca üzerlerine asker sevketmiştir.
Zulüm Zirvede
General Golovaçov kumandasında 10 top ve iki mitralyözle takviyeli bir Rus birliği Türkmenler üzerine gönderen Kaufman’ın verdiği emir gayet korkunç idi: «Çıktığınız bu seferde kadın-erkek ve yaş farkı gözetmeden onları ezecek ve öldüreceksiniz, ta ki bir daha bize başkaldırmasınlar».
Kaufman’ın bu emrini uygulayan Rus subaylarından biri, bilâhıre, Amerika Birleşik Devletleri’nin Petersburg Konsolosu Schuyler’e durumu şöyle anlatmıştır: «Türkmenlerle karşılaşmaya başlayınca daha önce verilen katliam emri bize yeniden hatırlatıldı. Biz de önümüze çıkan her Türkmeni küçük-büyük, erkek-kadın demeden öldürdük. Hattâ Kossaklar o kadar korkunç hareket ettiler ki, çocukların ve kadınların “Aman! Aman!” diye yalvarmalarına aldırmadan hepsini katlettiler».
Bu katliâm harekâtının görgü şahitlerinden biri olan İrlanda asıllı Amerikalı gazeteci MacGahan, trajik olayın bir başka cephesini şöyle anlatmıştır:
“Alevler ve dumanlar içindeki Türkmen topraklarından geçiyorduk ki, öncü müfreze bir Türkmen süvari gurubunun bize doğru geldiğini ve konuşmak istediklerini bildirdi. Yaklaşmalarına izin verildi. Karşı karşıya gelince ne istedikleri soruldu.”
Türkmenler şu cevabı verdi:
“Ruslar memleketimizi yakıp-yıkarak niçin işgal ediyorlar? Biz Ruslara karşı hiç savaş yapmadık. Niçin onlar bize karşı
savaşıyorlar?”. Sonra Türkmenler dönüp gittiler.
Türkmenlerin verdiği kayıplar çok ağır idi. Bu kayıpların acısına dayanamayan Türkmenler, Rus kuvvetlerine karşı 27 Temmuz akşamı ani bir baskın düzenleyerek intikam almak istemişler ise de, düşmanın top ve mitralyöz ateşi karşısında büyük zayiat vererek geri çekilmek mecburiyetinde kalmışlardır.
Rus kuvvetleri bozuk moralle geri çekilen Türkmenleri üç gün takip ederek yeni ağır kayıplar verdirmiş ve bütün yerleşme merkezlerini yakıp-yıkmışlardır. Bu takipler esnasında, bilhassa Rus süvari kuvvetlerini teşkil eden Kossaklar, çocuklara ve kadınlara karşı çok acımasız davranmış ve önlerine çıkanı katletmişlerdir.
Rus ordusu ile Hive’ye gelmesine rağmen MacGahan, Türkmenlerin haksız ve insafsız bir saldırıya mâruz kaldıklarını açıkça belirtmekten çekinmemiştir. Amerikalı gazeteci şunları kaydetmiştir:
«İran ve Rus hudutlarındaki harbler ile hiçbir ilgileri olmayan Yamud Türkmenleri, Güney Pasifik’te keşfedilmemiş bir ada gibi çöllerle çevrili bu güzel vadilerinde sulh içinde yaşıyorlardı. Yaklaştırılan sözüm ona medeniyet meşalesi ile bir oda gibi çöllerle çevrili bu güzel vadilerinde çok acı bir şekilde öğrendiler».
Sonunda, Rus vahşetine daha fazla dayanamıyan Türkmenlerin büyük çoğunluğu kayıtsız şartsız Rus hakimiyetini kabul ederken, bir kısmı da Kara Kum çölünü geçerek Türkmenistan’ın Akal bölgesine göç etmişler
Türkmenlere indirdiği bu ağır darbeye rağmen General Kaufman, onlardan harb tazminatı istemekten vazgeçmemiştir. MacGahan’a göre, tarafların kuvveti nazar-ı dikkate alındığında Rusların Türkmenlerden istediği 300.000 rublelik tazminat, 1870’de Almanların Fransızlardan istediği tazminattan daha ağır idi.
Herşeye rağmen Türkmenler, kadınlarının ziynet eşyaları da dahil, neleri varsa getirip Ruslara teslim ettiler. Fakat, bunlar, istenen tazminatın ancak yarısını karşılaya bilmişti. Nihayet, Türkmenlere istediği darbeyi indirdiğine kanâat getiren Kaufman, tazminatın geri kalanı için bir sene daha mühlet vermiştir.
Prof. Dr. Mehmet Saray