u anda dünyada 5 bin dil vardır. Bu dillerin çoğu (Türkçe dahil) küreselleşme ve kültür emperyalizmi sebebiyle ölüm döşeğinde ya da bitkisel hayattadır. Türkçenin söz varlığı 630 bindir. (2004 tarihinde Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın) Osmanlıca “ilim dili” idi. Ve kelime sayısı son derece fazla idi.
Cumhuriyet devrinde dilde sadeleştirme adı altında “kabile dili” haline getirildi. Latin alfabesinin kabulü ile Türkçeye en büyük darbe oldu. Türkçede devrim adı altında “Türkçe katledildi”. Türkçe dilinde yerleşmiş asırlarca Türkçeleşmiş benimsenmiş ve halk ile bütünleşmiş Arapçadan gelen kelimeler kasten atıldı. Bu halkın dinden uzaklaşması için yapıldı.
“Türk dili 4 grub, 8 dal ve 41 lehçedir.” (E Rossi Civilta del Oniente Casini 1957 Roma) “Yok Olmaya Yüz Tutmuş Diller Vakfı” üyesi Nicholas Ostler’e göre:
“Dilin kaybolması yaşlıların bu dili bilmesine; kaybolmaması ise çocukların bu dili bilmemesine bağlıdır.”
Fransızca, İtalyanca, İspanyolca ve Portekizce Latinceden çıkmıştır. Türkçe, Çince, Arapça, Farsça ve Tamilce 2500 yılı aşkın devam eden dillerdir. Uzmanlara göre bugün halen yaşayan dillerin üçte biri kaybolacaktır. Son asırda sadece Avrupa’da 12 dil kaybolmuştur. Bazı uzmanlara göre: Mevcut dillerin onda dokuzu körelecektir. Türkçe şimdiden yabancı dil istilasındadır.
16. Asırdan bu yana Avrupa dillerinin yüzde 15’i kayboldu. Dünya genelinde 14 günde 1 dil kayboluyor. Eski Mısır dili Romanın işgali ile kayboldu. Tasmanya dili Tasmanyalıların katli ile yok oldu. İrlanda ve Bask dilleri zorla ayakta kalan dillerdendir. 1788 yılında Avustralya’da 250 dil vardı. İngilizlerin işgali ile 20 dile indi. Küreselleşme diller için büyük tehlike meydana getiriyor. Bazı diller yaygın hale gelirken, bazısında yerine başka dillere terk edebiliyor. Türkçe de bu tehlikeyi yaşıyor.
Türkçe İngilizcenin istilası altındadır. Dinini ve dilini kaybeden milletler tarih sahnesinden silinmeye mahkumdur. Jön Türkler, Tazminatçılar, İttihat Terakkiciler ve bunların cumhuriyet devrindeki varisleri bu milletin dinini ve dilini kaybetmesi için yarışmışlardır. Bugünkü anarşi onların eseridir.
24 Haziran 1985 tarihli Vatan gazetesinde 8. Sayfada Atilla İlhan’ın “sohbet” sütununda “Haçlı Emperyalizminin Oltası Yabancı Dil” başlıklı yazısında Haçlı emperyalizmi, yabancı dilin az gelişmiş ya da gelişmekte olan çevre ülkelerde, ne yaman bir silah olduğunu, sömürgeciliğin altın çağında anlamıştı; donanma himayesinde üçüncü dünyaya dağılan misyonerlerin ilk işi yerlilere sömürgecinin dilini öğretecek okullar açmak olmuştur. Bu okullarda yerli çocuğun Hıristiyanlaşması amaçlanmıştır. Ve başarılı da olmuşlardır. Hıristiyan Batı sömürge yaptıkları ülkenin dilini, dinini, kültürünü yok etmiştir. Bu ülke halkı öksüz ve yetim kalmışlardır. Bilim adamı Foulie’ye göre:
Mustafa Necati Özfatura