B
atı Trakya Derneğinin davetlisi olarak, Trenle gidiyorduk. 140 kişilik kafilede Sn. Mehmet Müezzinoğlu da vardı. Gece hududa geldiğimizde Yunan tarafı pasaport kontrol işlerini saatler boyu uzattı. Sonra vagonlara güçsüz bir lokomotif verdiler. Yol bitmez oldu. Bakan, yanına birkaç kameraman alarak taksiyle tören yerine gitti. Kalan ekipse ancak öğlende Selanik’e varabildi. Bu hadise neyin göstergesiydi?
En evvel komşuluk nezaketine aykırıydı. Seyahat hakkına saygısızlıktı. Türklere duyulan duyguların rengini göstermekteydi. Batı Trakya Türklerine reva görülen muamelelerin ne demek olduğunu isbatlıyordu. 150 binlik bir koca nüfus, azınlık sayılamaz. Bir insanın dedesinin dedeleri bile yaşadığı topraklarda doğmuşsa o, ne azınlıktır ve ne de yetim. Buna rağmen ve uluslararası andlaşmalara inat, Atina zihniyeti, Batı Trakya Türklerine farklı davranmaya devam etmekte. Gümülcine’de Gençler Birliği var. Bunun tarihten beri gelen adı “Türk Gençler Birliği” iken ‘Türk’ kelimesi yasak. Bizdeki -bugün utandıran- ‘Kürt yoktur’ ilkel anlayışı Yunanistan’da devam ediyor.
Batı Trakya Türklerinin problemsiz olan hemen hiçbir meselesi mevcut değil. Hak ve hürriyetlerden, ekonomik serbestliğe, dini hayat ve kurumlara, her kademedeki eğitim haklarına kadar akla gelebilecek her alanda olması gerekenden ya tamamen mahrumlar veya baskı ve engelleme görmekteler. Halbuki doğru olan bu değil.
Ermenilere dediğimizi Yunanlılara da söylüyoruz:
-Tarihî olayları, tarihe bırakalım!
Osmanlı idaresi, 500 sene hüküm sürdüğü o topraklarda ırkçılık, inanç düşmanlığı ve adaletsizlik yapsaydı, bugün Yunanistan’da tek Rum kalmazdı ve tek eski Yunan eseri görülemezdi. Aksine Partenon Tapınağına bile minare ilave ederek camie çevirip yaşamasına imkân kazandırmıştır. Yunanistan ise bugün Fethiye Camiini açmadığı gibi Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Başkanı Taner Mustafaoğlu’na vize vermemekte. Bu uygulamaların tamamı, insan haklarına, hukuka ve mevcut andlaşmalara aykırıdır. Ve sadece husumet sebebidir.
Oysa… Komşumuzu bizden 40 yıl geride kalmış gördük. Şuna inanmaları lazım:
AB onları rahata alıştırdı. Türkiye ise kalkındırır. Aynı iklimin din farkı olan ortak kültür taraflarıyız. Bu vizeler, bu kompleksler ve inatlaşmalar lüzumsuz. Yunanistan haksızlığa devam edince sadece Batı Trakya Türklerine değil, vatandaşlarına ve tabiatiyle Türkiye’deki Rum asıllılara da kötülük etmekte. O zaman Ruhban Okulu açılamıyor…
Atina iyi düşünmeli. Geri bıraktıran düşmanlık mı? Çağı yakalatacak dostluk mu?