Türkistan

Putin, Kenesarı Han’ın Kafatasını Verecek mi?

Ö

resimnceki gün medyaya bir haber düştü. Haberin konusu enteresandı doğrusu.

Kazakistan’ın Rusya’dan son Kazak Sultanı Kenesarı Han’ın kafatasını istediği yazıyordu. Bu iki ülke arasında bir kafatası meselesi vardı ve diplomatik kanallardan da uzun zamandır gündemdeydi. Peki, Kenesarı Han’ın kafatası Ruslarda ne arıyordu? Bu konuda dönüp Kazak tarihine baktığımızda çok acı ve ibretlik bir hikaye görüyoruz. 
Kenesarı Han, 1802-1847 yılları arasında yaşamış, Kazak ve Türkistan halkının Çarlık Rusya’ya karşı başkaldırı ve isyan hareketine başbuğluk yapmış son Kazak Han’ı olup uzun süre Çarlık Rusya’sına kök söktürmüş büyük bir kahraman.
Ünlü Kazak yazar İlyas Yesenberlin’in yazdığı “Göçebeler” adındaki üç ciltlik romanda Kazan Hanlığı anlatılmakta ve Kenesarı isyanı işlenmektedir. Tarihî kaynaklara dayanılarak yazılan eserde Küçük, Orta ve Ulu Cüz’ü birleştirerek Büyük Kazak Hanlığını bir araya getiren Kenesarı Han’ın birlik ve beraberlik düşüncesine sık sık vurgu yapılmaktadır. 
Bugünkü Kazakistan topraklarına bakıldığında aşağı yukarı o dönemdeki sınırlarına ulaşılmış olup Avrupa devletlerinin neredeyse toplamı kadar bir genişliğe sahiptir. Bu topraklar 18. yüzyılda üç parçaya bölünmüştü. Kuzeybatı bölümü Küçük Cüz, kuzeydoğu Orta Cüz ve güneybatı Büyük Cüz’ün boyunduruğunda bulunuyordu.
Kazak topluluklarının aile bağı olarak geldikleri soy, mal varlığı, eğitim ve askerlik konularındaki konumlarını ifade eden Cüz, o dönemde üçe ayrılıyordu: “Ulu Cüz” genellikle idare eden, mal varlığı fazla olan, eğitimli, soylu kişiler manasına geliyor. “Orta Cüz” varlıklı, eğitim almış ancak ticarette ve memuriyette devlette varlık göstermiş kişiler. “Küçük Cüz” ise yoksul, kıt kanaat geçinen, yaylak ve kışlaklarda yaşayan göçebe ve eğitimsiz halk.
Bu dağınıklığı fırsat bilen Çarlık, önce en zayıf halka olan Küçük Cüz’ün topraklarına kaleler yaptırarak yoksul Rusları getirip en verimli otlaklara yerleştirdi. Yoksul olan halk daha da yoksullaştı. Ardından Orta Cüz’ün topraklarına çöktü. Bir taraftan Rus öbür yandan Çin yayılmacılığının farkına varan Orta Cüz’den Abılay Han ve oğulları Kazak halkını uyandırmak için ülkenin dört bir yanında faaliyete başladılar. Ancak Abılay Han ve iki oğlu öldürüldü. Bunun üzerine torunu Kenesarı Han, dedesinin yerine geçerek ulu bozkıda fırtına gibi esmeye ve tek tek Rus kalelerini yıkmaya ve otlaklara çöken Rus köylüleri ülkeden çıkarmaya başladı.
Çar 1. Nikola’ya defalarca mektuplar yazıp ülkesinden çıkmasını istediyse de olumlu cevap gelmedi. Artık Çar ile mücadale başlamıştı ve bütün Kazaklar da bu isyan hareketini destekliyordu. Uzun yıllar Çarlık, Kenesarı ile savaşmış ve başarılı olamamıştı. En sonunda entrika devreye sokuldu. Bazı Kırgız beyleri satın alındı. Kenesarı’ya ihanet edip arkadan vurdular. Başını keserek Çar’a götürdüler. 
Kenesarı’nın kafatası, o tarihten beri Rusya St. Petersburg’daki Kunstkamera Müzesinde sergileniyordu. 2021 yılında Kazakistan 1. Cumhurbaşkanı Elbası Nursultan Nazarbayev, Rusya Devlet Başkanı V. Putin’den bu kafatasını iade etmesini istedi. Putin soz verdi ancak şu ana kadar gerçekleştirmedi.
Önceki gün, Kazakistan milletvekili Bakıtjan Smagulov bir çağrıda bulunarak Putin’in Nazarbayev’e verdiği sözü tutmasını istedi. Parlamento’da yaptığı konuşmada “Tarihî adaletin yeniden tesisi için Rusya, Kenesarı’nın kafatasını vermeli. Kenesarı’nın kafatası, uğruna mücadele ettiği Kaakistan’da gömülmelidir” dedi. 
Bakalım Putin. sözünü yerine getirecek mi? 
Yoksa hâlâ Kenesarı Han’dan mı korkup vermiyor?
Bekleyip göreceğiz… 

İlgili Gönderiler

1 / 63