* Yavuz Bülent Bâkiler
Türk dili ve edebiyatı profesörlerinden merhum Mehmet Kaplan Bey, kat’iyyen “tüm” uydurukçasını kullanmazdı. Açın okuyun onun “Büyük Türkiye Rüyası” isimli kitabını. Orada “tüm” kelimesini bulamazsınız. 305 sayfalık bir eserde neden bir defa olsun “tüm” kelimesi geçmiyor. Çünkü Türk Dili ve edebiyatı profesörü olan Mehmet Kaplan Bey Türkçeyi çok iyi biliyordu da ondan.
Şu cümleleri “Büyük Türkiye Rüyası” isimli kitabından alıp getirdim size: “Bütün Türk Tarihinde en sağlam en kompleks, yâni bir çok unsurlardan meydana gelen devlet Osmanlı Devleti’dir”.
“Bütün milletler bu dünyada yaşama hakkına sahiptirler, biz de, onlar da!”
“Bütün insanlara kapısı ve gönlü açık olan eski Türk evi”
“Bütün insanlık her insanda doğar yaşar ve ölür.”
“Tanrı nasıl bütün varlıkların üstünde ise millet de fertlerin ve zümrelerin üstündedir.”
“Bütün halk türküleri ve şiirleri, uzaklarda bulunan sevgiliye, anaya, kardeşe acı acı seslenir.”
Profesör Mehmet Kaplanın yazılarında “tüm” kelimesi yoktur. Profesör Ahmet Hamdi Tanpınar’ın da Profesör Tahsin Banguoğlu’nun da, Yahya Kemal’in de, Necip Fâzıl Kısakürek’in de, Peyami Safa’nın da yazılarında “tüm” kelimesi geçmez.
“Tüm” kelimesi halk şairlerimizde de yoktur. İslamiyet’ten önceki Türkçe metinlerde de yoktur. “Tüm” kelimesi Tarama sözlüğünde de geçmez. Çünkü “tüm” kelimesi Türkçe değildir. Farsça bir kelime olan “Tümen” kelimesinin kısaltılmasından doğduğunu iddia edenler var. Kısacası “tüm” kelimesinin menşeini, milliyetini dilbilimcilerimiz Türkçe’ye bağlayamıyorlar.
“Tüm” kelimesi yıllardan beri inatla ve ısrarla “bütün” kelimesi yerine kullanılıyor. Niçin bütün değil de “tüm”? Bu çarpıklığı anlamak mümkün değil. Çünkü “bütün” tamamen Türkçe bir kelime. Kutadgu Bilig isimli meşhur eserde, Farsça’dan gelen “tüm” kelimesi sâdece iki defa geçiyor. Kutadgu Bilig’de “bütün” kelimesi tam 84 defa yer almakta. “Bütün” yerine “tüm” kelimesini kullanmak, bir zevksizliğin, bir bilgisizliğin, bir oyuna gelmenin neticesi.
Eskiden bizim “büsbütün” diye güzel bir kelimemiz vardı. “Tüm” yüzünden artık “büsbütün” kelimesi de kullanılmıyor. Mesela, “büsbütün kaybettim” yerine “tüm tüm kaybettim” veya “büstüm yıkıldım” diyemeyiz. Ne idiğü belirsiz bu “tüm” ucûbesi yüzünden artık “bütün bütün” de diyemiyoruz. Ne kadar yazık!
“Vatanın bütünlüğü” yerine “vatanın tümlüğü” demek vatanı bölmek küçültmek gibi bir ihânet. “Tam – tamam – bütün” kelimeleri yerine “tüm” kelimesi kullanılamaz. Mesela, “tam 11 kişiye karşı oynadı” yerine “tüm 11 kişiye karşı oynadı” diyemeyiz.
Mesela, “Madımak oyun ekibi Gülten’le tamam oldu” yerine “Madımak oyun ekibi Gülten’le tüm oldu” diyemeyiz. Olmaz. Böyle cin çarpmış bir Türkçe’yle konuşamayız. Bütün aydınlarımız, bütün radyolarımız, bütün televizyonlarımız, bütün halkımız şu nesebi gayr-ı sahih “tüm”kelimesini bir tarafa itmeli yeniden tam bir kadirşinaslıkla, hasretle, muhabbetle, yüzde yüz Türkçe olan “bütün” kelimesine sahip çıkmalı. “Bütün” kelimesi büsbütün kurumadan, bütün anaları babaları, bütün öğretmenlerimizi vazifeye dâvet ediyorum. Bütüne, bütünlüğümüze sakın kıymayalım.
* * *
İktibas: Bu metin, kıymetli Türkistan Birliği okuyucuları için şâyân-ı tavsiye telakki edildiğinden Türk Alemiyiz websayfasından iktibas edilerek nazar-ı dikkatinize takdim edilmiştir. Muhtevası ve paylaştığı fikirler tamamen yazarına aittir.