Türk Dili

TRTsel Türkçe

 

Şimdi: “Bu ne biçim Türkçe? Bu ne soysuz bir isim tamlaması?” diye öfkeleneceksiniz. Haklısınız. Ben de biliyorum ki “TRT Türkçesi” demek varken, “TRTsel Türkçe” ifadesi yanlıştır. Yanlışlığı yanında kabadır, çirkin, cin çarpmış bir ucubedir. Ama ne yapalım ki, TRT kurumunun resmi dil anlayışına göre “TRTsel Türkçe” demek de mümkündür.

 

Birtakım ihanet ocaklarının uşakları, Güneydoğu’da Türk’ü katlediyor; Ankara’da ise TRT kurumu, Türkçeyi boğazlayıp duruyor!… Sadece şu “sel” ve “sal” ekleriyle türetilen kelimeler bile, Türkçemizin üzerine, patlayan bir lağımın binbir türlü pisliğini boşaltıyor.

 

TRT yayınlarında ısrarla kullanılan “sel” ve “sal” ekli tamlamayanların %99’u yanlıştır. Yanlıştır çünkü tamamen lâtin gramerinden alınan bu yabancı ekleri, Türkçe, Arapça, Farsça kelimelerin sonlarına yapıştırarak “öztürkçe” yapmak mümkün değildir. Bu “sel” ve “sal” aidiyet eklerini maymuncuk anahtarı sayanların, maymun beyinli olduklarını söyleyebiliriz.

 

“TRTsel Türkçe”den rastgele aldığım şu sefil örneklere bakınız. TRT her terör haberinde, mutlaka şöyle bir cümle kullanıyor: “Bol miktarda örgütsel yayın ele geçirilmiştir!” Ne demek “örgütsel yayın?” Böyle Türkçe olur mu? Eğer “örgütsel yayın” isim tamlaması doğru ise “TRT Yayınları” veya “TRT Programları” ifadeleri de yanlıştır. “TRTsel Yayınlar” veya “TRTsel programları” demek gerekir.

 

Peki TRT terörle ilgili haberlerinde; “Bol miktarda örgüt yayını ele geçirilmiştir” veya “Örgüte ait yayına el konulmuştur!..” diyemez mi? Diyemez! Çünkü o zaman Türkçeyi doğru kullanmış olur. Kurumun vazifesi, anadilimizi Batının kültür emperyalizmine sanki kurban etmektir.

 

Bizim bir “Bölge valimiz” var. “Bölgesel valimiz” yoktur. Ama Güney Doğu’ya giden bakanlarımıza başbakanımıza nedense hep “bölgesel sorunlar” hakkında bilgi verilir. Ben “sorun” kelimesini sevmiyorum. Hadi diyelim o uydurukçayı TRT kullanmak mecburiyetindedir. Peki, neden “Bölge sorunları” değil de “Bölgesel sorunlar?” Eğer “Bölgesel sorunlar” tamlaması doğru ise, “Bölge Valisi” diyemeyiz. Ondan da “Bölgesel Vali” diye bahsetmemiz gerekir.

 

Eskiden “şeref üyelerimiz” vardı. “Şeref başkanlarımız” vardı. TRT kurumundaki metin yazarları “Şeref” kelimesini sevmiyorlar. Niçin? Çünkü “şeref” Arapça bir kelime. Şeref yerine “onur” kelimesini tercih ediyorlar. Peki, Fransız’ın “Onör” kelimesinden çarpıtılarak aşırılan “onur” kelimesi Türkçe mi? diye sormuyoruz. Ama haydi “onur üyesi”, “onur başkanı” demek, varken (dillerini eşşek arıları sokası adamlar) neden “onursal üye” veya “onursal başkan” diye yırtınıyorlar.

 

Şimdi şu örnekleri verirken, kurumun “Çizgi Ötesi” programını sunan Korhan Abay ikide bir “Parasal ödül” diye paralanıp duruyor. Tabii hazret “para ödülü” dese kiliseden taş düşer. “Sel” ve “sal” mikrobu onun da ruhunda tümörler meydana getirmiş.

 

Geçen gün bir başka programda, sunucu bir bayan karşısına aldığı bir anneye soruyordu: “Çocuğunuz duygusal mı?”, “Siz duygusallaşır mısınız?” Zevksizliğe, çirkinliğe, soysuzluğa bakınız! Bir Türk katiyen böyle konuşmaz. Çünkü biz “duygulu çocuk-duygusuz çocuk” deriz. “Duygulandım” veya “duygulanmadım” deriz ama “çocuğum duygusaldır!” “ben de zaman zaman duygusallaşırım” demeyiz. Biz böyle konuşmayız ama TRTsel Türkçe’de bu çirkinlikler asıldır.

 

Bu çarpıklıkların, bu çirkinliklerin temelinde bir ihanet kumkumasının saklı olduğunu söyleyemem. Fakat korkunç bir cehaletin, misilsiz bir zevksizliğin, devâsa boyutlara ulaşmış bir adam sendeciliğin ve kemikleşmiş bir aşağılık duygusunun bu “sel” ve “sal” ekleriyle birlikte palazlanıp debelendiğini iddia edebilirim. İşte binbir türlü yanlış örnekle, TRT hergün kulaklarımızın dibinde çığlıklar koparıyor.

 

Lütfen sağlık programlarını dinleyiniz. Sunucu “Kalp hastalıkları” diyor. “Kulak-burun-boğaz hastalıkları” diyor ki doğrudur. Ama sıra doğum hastalıklarına gelince “Doğumsal hastalıklar” diye ağzını çarpıtıyor. Söyler misiniz bana bu Türkçenin neresinde incelik-güzellik-doğruluk var?

 

“Doğumsal hastalık”, doğruysa “kalpsal hastalık”, “Kulaksal-burunsal-boğazsal hastalıklar” demelidirler herhalde.

 

TRT; katiyen bir dil hassasiyeti için de olmadığı için yandan; “ev kredisi”, “otomobil kredisi”, “iş kredisi” diyor, arkasından “tarımsal kredi” diye dişlerini gösteriyor. Bir radyo programında dinlemiştim. Sunucu, “Portal ağaçsal bir meyvedir!” diyordu. Beynimin karıncalandığını hissettim. Evet, TRTsel Türkçe ile:

 

Birtakım bilgisiz, görgüsüz terbiyesiz insanlar, “evsel atıklarla” denizlerimizi kirletiyorlar.

 

“Gecekondusal” bölgelerimizde, “elektriksel” akımlar, sık sık kesiliyor. Kilimlerimizde (bitki motifleri değil) “bitkisel motifler” göze çarpıyor.

 

“Görsel, işitsel, zihinsel” özürlü çocuklar bizden ilgi bekliyor!

 

Konuyu “rakamsal” olarak tanımlarsak, “sözel-sayısal” verilerle bu “yaşamsal” sorunu, tüm olanaklarımızla saptamak olasıdır.

 

Örnekleri çoğaltmaktan tiksiniyorum.

 

Benim dilim, 1955 yılından beri beddua yoktur. Beddua edebilseydim, bu Türkçe katillerine: “Başınıza TRT kurumu büyüklüğünde taş düşsün emi!” derdim.  

 

 

 

 

 

 

 

 

İlgili Gönderiler

1 / 79