Türkistan

TDT’na Çok Ömürler Dileriz

*Rahim Er

resimTDT, “Türk Devletleri Teşkilatı” isminin kısaltmasıdır. Bu teşkilat, Türk dünyasının son bir asırda birlik, beraberlik ve müşterek gayeler adına yaptığı çok büyük ve bir o kadar kıymetli hamlesidir..

SSCB-Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin 26 Aralık 1991’de dağılmasından hemen sonra Türk memleketlerinde yakınlaşma özlemi, canlılık kazandı. Bu cümleden hareketle 30 Ekim 1992’de Ankara’da Azerbaycan, Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan’ın iştirakiyle Türkiye’nin ev sahipliğinde “Türk Dili Konuşan Ülkeler Zirvesi” yapıldı.

Zirvede Türkiye Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Azerbaycan CB Ebulfez Elçibey, Kazakistan CB Nursultan Nazarbayev, Kırgızistan CB Askar Akayev, Özbekistan CB İslam Kerimov, Türkmenistan CB Saparmurat Niyazov yer aldılar…
Bu addaki toplantı, belli fasılalar hâlinde devam ettiyse de Sovyet tesiri tamamen ortadan kalkmamış olduğundan süreç sancılı ve inişli-çıkışlı geçti. Buna rağmen ortaya TÜRK-PA Türk Devletleri Parlamenterler Asamblesi gibi siyasî ve TÜRKSOY-Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı gibi dayanışmalar çıkabildi.
9. Zirve, 3 Ekim 2009’da Nahçıvan’da yapıldı. Nahçıvan Anlaşması imzalandı. İmzacı devletler, Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan’dan ibaretti. Bu toplantıda zirveye “Türk Konseyi” ismi verildi. Anlaşma, taraf devletler arasında hayatın ve tarihten gelen ortak ihtiyaçların kurumlaşması için çalışmalar yapılmasını öngörüyordu. Kültüre dönük yapı biraz daha genişletilmiş ve ekonomi, ticaret ve ulaşım gibi hedefler de görülür olmuştu.
“Türk Dili Konuşan Ülkeler Zirvesi” adıyla yola çıkan ve daha sonra Türk Konseyi ve eş anlamlı olarak Türk Keneşi de denen kuruluş, 12 Kasım 2021’de Yassıada’da toplandı. Resmî adıyla Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda yapılan tarihî buluşmada çok yerinde bir kararla “TDT-Türk Devletleri Teşkilatı” ismi, tercih ve tescil edildi.
TDT’nın Devlet Başkanları Konseyi, Dışişleri Bakanları Konseyi, Aksakallar Konseyi, Genel Sekreterlik gibi kurumları vardır. Genel Sekreterlik, Fatih’tedir.
Teşkilat, askerlikten sağlığa, ulaşımdan pazara dair hayatın her sahasındaki bütün faaliyetlerle alakalı olarak kardeş devletler arasında çalışma, dayanışma ve düzenlemeler yapmayı hedef almıştır. Şüphesiz ki bunların içinde hayatî değerde olan dil, alfabe, inanç ve ülkü birliğidir.
Türkmenistan, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Macaristan gözlemci üyeleridir. Diğer bağımsız Türk devletleri ise asli üyedir. Münasip bir zamanda tam üyeliğe geçeceklerini beyân etmişlerdir. Orta Avrupa’da yer alan Macaristan’ın Avrupa Birliği üyesi olmakla üyeliği ayrıca önem arz etmektedir. Afganistan, üyelik müracaatında bulunmuş olsa da henüz kabul görmemiştir. Figanlar ülkesi bir gün durulduğunda üyeliğe kabul edilecektir.
TÜRKSOY’daysa sadece hürriyetine kavuşmuş müstakil devletlerimiz değil, Rusya Federasyonu bünyesindeki Türkçe konuşan birçok muhtar/otonom kardeş ülke de müşahid olarak bulunmaktadır…
TDT, asırların hasretinin tezahürüdür. Şi ideolojik saplantılı İran’ın arada olması sebebiyle Osmanlı asırlarında Türkistan ve Hindistan ile aramızda ilmî ve irfanî köprüler kurulsa bile fiilî yakınlık ve dayanışmaya varılamadı. Bundan dolayı TDT tarihî ve büyük bir hadisedir. İstikrarla gelişmektedir. İlk zamanlarındaki çalkantılı yapıdan bugün “Türk NATO”su denebilecek ortak askeri savunma yapısı “TURAN” projesi gününe gelmiş bulunuyoruz.
Ne TDT, BM’ye karşıdır ve ne de TURAN, NATO’ya hasım bir düşüncedir. Şu var ki BM, AB, AK, NATO ömürlerini tamamlamıştır. SSCB’nin hiç de beklenilmeyen bir zamanda çökmesi gibi bunlar da tahmin edilmedik bir zamanda çözülebilirler. Böyle bir netice olsa da olmasa da TDT bağlı müesseseleri ile 200 milyon nüfus ve 5 milyon km2’nin birlik ve beraberliği için çok kıymetlidir. Asırlarca görülen rüyanın gerçek olmasıdır. Bir devin uyanış haberidir. Bir arı çalışkanlığıyla bu peteğin bütün gözlerinin doldurulması gerekir. Hükümetler üstü, devlet hedef ve ufkudur. İİT-İslam İşbirliği Teşkilatı da bu önemdedir. Kızılelma’nın bir kanadı TDT, diğer kanadı İİT’dir. Her ikisinde de taşıyıcı gövde ve kartal bakışıyla yüksek devlet tecrübesine sahip Türkiye Cumhuriyeti, öncüdür.
2 Ekim 2009 Nahçıvan Anlaşması esas alınarak TDT’nın 14. kuruluş yılı tebriği dile getirilmekte. Bu samimî niyet, takdire layıktır. Müesseselerin kıdemli olmaları ise ayrıca değerlidir. Kuruluş ve kutlama başlangıcı için 30 Ekin 1992 Ankara Zirvesi esas alınsa TDT çeyrek asırlık bir değer olmuş olur.
Temenni ederiz ki ömrü asırları bulsun ve rüyalar gerçek olsun.
Bunlar; bu teşebbüs ve alın terleri, Türk Asrının, Türkiye Yüzyılının yankılarıdır…

İlgili Gönderiler

1 / 63