TDK’nun çıkardığı yeni kelimeleri müdafaa edenler şunu iddia ederler:
“Biz dili zenginleştiriyoruz. Bakın; sizin hakim altında topladığınız apayrı iki kavramı, biz egemen ve yargıç diye iki sözcükle ifade ettik. Böylece dilimiz biraz daha zenginleşti.”
Fakat kendilerinin de söylediği gibi, bu iki hâkim tamamen ayrı mefhumlardır ve karıştırılmalarına imkân yoktur. Bunlar bir kelimenin iki ayrı kullanılış şekilleridir ve bu gibi durumlar istisnasız her dilde görülür.
Yukarıda verdiğim savunma örneği de aşağı yukarı böyle ayrı iki mefhumdur. Ama hangi tarihte çıkmış TDK sözlüklerine bakarsanız bakın, savunmanın karşısındaki eski kelime(!) sadece “müdafaa“dır. Orada ne iddiayı, ne de ona benzer bir kelimeyi görebilirsiniz. Durum böyleyken TDK neşriyatında da, TRT bültenlerinde de savunma’nın müdafaadan çok, iddia karşılığında kullanıldığı görülmektedir.
Asıl üzerinde durmak istediğim kelime de “karşın“. Karşın, “rağmen” yerine kullanılmak üzere uydurulmuş bir kelimedir. Ve yine TDK’nun sözlüklerinde “karşın” karşısında sırf “rağmen” kelimesine rastlarız. Hâlbuki “karşın”, pek çok kelime yerine düşünülmeden rahatça kullanılmaktadır. Kendi iddialarına göre, doğru olduğunu farzederek “rağmen” yerine kullanılması üzerinde durmayacağım.
Aşağıdaki örnekleri TDK paralelinde yayın yapan TRT’nin çeşitli programlarından aldık:
1- A takımının 5 yengisine “karşın”, b takımının 2 yengisi var. Burada “karşılık” yerine kullanılmış.
2- Zebraların bu davranışlarının nedeni tam olarak bilinmemesine “karşın” yine de bazı akla yakın düşünceler vardır. Burada “-mekle beraber” yerine kullanılmış.
3- Bu köy sakinleri çevredeki ağaçları kesmelerine “karşın” koruyorlar da burada “-dığı gibi” yerine kullanılmış.
4- Kral da, küçük kızım iyileştirmesine “karşın”, çobanın hayatını bağışlar. Burada “karşı” yerine kullanılmış.
5- Bu gibi sakıncaların üzerinde pek çok kez durulmasına “karşın”, hâlâ istenilenin tam aksi davranan vatandaşlarımız vardır. Burada “dığı halde” yerine kullanılmış.
İşte TDK’nun dilimizi zenginleştirmek usulü budur. İhtiyacımız olan altı kelime veya kelime grubu birtek kelimecik altında toplanmıştır. Kendilerinin uydurduğu “sözcük”teki “cük” eki de bu fukaralığın bir tezahürü olsa gerek? Üstelik unutulan bu kelimelerden büyük bir kısmı Türkçedir de. Bu sadece tek bir örnektir. Daha ne demeli bilmem ki?
Yard. Doç. Dr. Fuad Okay