O
smanlı sultanlarının yirmi sekizincisi, İslâm halîfelerinin doksan üçüncüsü. Sultan Üçüncü Mustafa Han’ın oğlu olup, annesi Mihrişah Sultan’dır. İstanbul’da 24 Aralık 1761 târihinde, Topkapı Sarayı’nda doğdu. Şehzâde Selim’in doğumunda yedi gün, yedi gece “Şehrâyîn”, üç gece de Deniz Donanmasında tertiplenen merâsimlerle büyük şenlikler yapıldı. Şehzâdeliğinde sarayda mükemmel bir eğitim, öğretim gösterilip, terbiye edilerek yetiştirildi. Yüksek din ve fen ilimleri, Arapça ve Farsça öğrendi.
Sultan Selim Han, devletin dışta sulh devrine girmesiyle; veliahtlığından beri düşündüğü ıslâhatların icraatına geçti. Osmanlı Devleti için lüzumlu askerî, idârî, iktisâdî, ticârî ve sosyal ıslâhatları Nizâmı cedîd adıyla tatbikat safhasına koydu. Son sefer ve harplerdeki mağlûbiyet ve kesin netîce alınamaması, askeriyenin ıslâhını daha fazla gerektiriyordu. Sultan Selim Han, devlet adamlarından aldığı lâyihalarla 24 Şubat 1793 târihinde, modern tarzda, yeni bir orduyu “Nizâmı cedîd” adıyla kurdu.
Nizâmı cedîd ordusunun masraflarının karşılanabilmesi için İrâdı cedîd Defterdarlığı kurulup, eski sadâret kethüdâlarından Mustafa Reşîd Efendi de bu işle vazifelendirildi. Levend çiftliğinde kışla kurulup, yeni ordu hemen tâlime başlatıldı. Nizâmı cedîd ordusuna getirilen yenilik ve tâlimler, Yeniçerilere de tatbik edilmek istendi. Ancak Yeniçeriler, yenilik ve tâlimleri kabullenmeyerek, birkaç ay sonra eğitimi terk ettiler.
Ordunun teknik sınıfları takviye edilerek; humbaracı, lağımcı, topçu ocakları için yeni kânunlar yapıldı. 1794’te Teknik Üniversite mâhiyetinde Sütlüce’de “Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyûn” kuruldu. Okulun öğretim üyesi, kitap, ders âlet ve edevatları yurtiçi ve dışından bütünüyle karşılandı. Nizâmı cedîd ordusu yetiştirilmek üzere Ankara, Kayseri ve Konya’da teşkilât kurulup, askerin mevcudu artırılmaya çalışıldı.
Mülkî ıslâhat da yapılıp, Anadolu ve Rumeli toprakları, yirmi sekiz eyâlete ayrıldı. Âyanların eskiden olduğu gibi halk tarafından seçilmesi kânun hâline getirildi. Resmî dâirelere tâlimat gönderilerek, yazışmalara, kullanılan dile, tâbirlere dikkat edilmesi ve halkın işlerinin süratle tâkip ve yerine getirilmesi istendi. İlmiye ricâli (ileri gelen devlet adamları) için yeni nizâmnâme yayınlandı. İlmî eserler yazılıp, pek çok kitap tercüme edilerek, yayınlandı. Ticârî ve iktisâdî sahada yenilik yapılıp, Zâhire Nâzırlığı kuruldu. Tecdidi Kânuni Tımar ve Zeâmet kânunuyla, harbe katılmayan tımar ve zeâmet sâhiplerinden topraklarının geri alınması esâsı getirildi.
Sultan Selim Han, yaradılışında halim, selîm ve çok zekîydi. Hayırsever olup, pek çok hayır müessesesi ve eserler yaptırdı. Üsküdar’da Selîmiye Câmii’ni ve Çiçekçi Câmii’ni yaptı. Eyüp Câmii’ni büyüterek yeniden yaptırdı. Karacaahmed’de Miskinler Tekkesi, denilen Dedeler Mescidi’ni yaptırıp, Küçükmustafapaşa’da Gül Câmii’ni kiliseden çevirdi.
Üsküdar’da hâlâ kullanılan meşhur Selîmiye Kışlası’nı, Heybeliada’da Deniz Harp Okulu olan Bahriye Mektebi’ni, Halıcıoğlu’nda Teknik Üniversite mâhiyetindeki Mühendis ve Topçu mekteplerini yaptırıp yeni bölükler kurdu. Saltanatı müddetince içte ve dışta büyük düşmanlarla mücâdele etmesine rağmen, ülke îmâr edilip, fazla toprak kaybı olmadı. Tam ıslâhata başlayacağı zaman şehîd edilmesi, düşündüğü büyük hizmetlerin yerine getirilmesine mâni oldu.
Kabri Laleli Camii yanında, babası III. Mustafa’nın türbesi içindedir.