smanlı padişahlarının on sekizincisi ve seksen üçüncü İslâm halîfesi. Sultan Birinci Ahmed Han’ın oğlu olup, 5 Kasım 1615 Perşembe günü Mahpeyker (Kösem) Sultan’dan doğdu. Sarayda iyi bir tahsil gördü. Ağabeyi Sultan Dördüncü Murâd’ın ölümünde, hayatta kalan tek Osmanlı Şehzâdesiydi. Ağabeyinin genç yaşta ölümüne bir türlü inanamadı. Annesine ve paşalara;
“- Allahü teâlâ padişah kardeşimin ömrünü uzun etsin. Bize sultanlık lâzım değildir. Padişah kardeşimizin ömrüne duâcıyız” dedi. Annesinin ve diğer paşaların ısrarı üzerine ağabeyi Sultan dördüncü Murâd’ın nâşını gördükten sonra, öldüğüne kesin olarak inandı. Daha sonra taht odasına geçti. Hırka-i seâdet dâiresinden getirilen Hazreti Ömer’in sarığı Sadrâzam Kara Mustafa Paşa tarafından başına Besmele ile sarıldıktan sonra tahta oturdu ve ellerini açıp;
“- Elhamdülillah. Yâ Rabbî! Benim gibi zayıf bir kulunu bu makama lâyık gördün. Saltanat günlerimde milletimi hoşhâl eyle ve birbirimizden hoşnûd eyle” diye duâ etti
Bu suretle sadrâzamın kendiliğinden bir iş yapmasına asla müsâade etmezdi. Eyâletlerin maddî durumunun tesbitine, beylerin zâlim olmamasına, halka zulüm yapılmamasına, çok dikkat ederdi. İdârecilerin bulundukları yerlerden ayrılmalarını arzu etmezdi. Tâyin edilen paşaların derhâl oraya gidip göreve başlamasını isterdi.