*A. Ragıp Akyavaş
İnsanın varlığı sadece maddeden ibaret değildir. Dış âlemimiz kadar bir de geniş iç âlemimiz vardır. Bu böyle olunca, maddî varlığımız gibi iç âlemimiz de beslenmeye muhtaçtır. Nasıl ki, kâfi miktarda gıda alamayan, hareket etmeyen uzuvlarımız zayıflamaya, dumura uğrayıp küçülmeye ve en nihayet faaliyetlerini tatil edip çürümeye mahkûm olursa, iç âlemimiz de lüzumu kadar gıda almadığı, beslenip gelişmediği takdirde insanlıktan uzaklaşmaya mahkûm olur. İnsanı ihtirasların mağlûbu olup ahlâken sukût eder.
Büyük ve medenî şehirlerde vücuda getirilen faydalı tesislerin başında kütüphaneler gelir. Batı âlemi, milyonluk ciltlere sahip beldeler, ancak tesis ettikleri kütüphanelerle övünürler. Okumaya meftuniyet besleyip de feyz ve irfan neşreden bu kitap evlerini sevmemek kabil midir?
Fetihten sonra bilhassa bu işe çok ehemmiyet verilmiş, atalarımız İstanbul’u kütüphanelerle tezyin etmişlerdir. Tarihî tetkikata göre, Osmanlılar devrinde ilk kütüphaneyi tesis eden Rumeli Kazaskeri olup Müeyyedzâde diye anılan Amasyalı bu âlimdir. Müeyyedzâde ilmi kudretiyle meşhurdur. İbn-i Kemal gibi kıymetli bir ilim adamını himaye edip her bakımdan yetişmesine yardımcı olmuştur.
Eskilerin başlıca meziyetlerinden biri de gördükleri istidatları himaye edip memlekete adam yetiştirmekti. Müeyyedzâde büyük emeklerle vücuda gelmiş, büyük paralar mukabilinde toplanmış 7000 ciltlik kütüphanesini halkın istifadesine vakfetmiştir.
Osmanlı Padişahlarından Sultan Birinci Mahmud uyanık ve maarifsever bir zât olduğundan kitaplara karşı derin bir sevgisi vardı. Yirmi beş yıl devam eden saltanatı zamanında İstanbul kütüphaneleri arasında pek mümtaz bir mevkîi olan Ayasofya Kütüphanesiyle Yenicami Kütüphanesini tesis etmiştir. Galatasaray’da da mükemmel bir kütüphane kurarak bu kütüphanelere ve bilhassa Ayasofya Kütüphanesine şuradan buradan kitap toplattırılmış, Dârüssaâde Ağaları, Kazaskerler ve Vüzera’nın terekelerinden kitap satın alınmıştır. Yavuz Sultan Selim’in Mısır’dan getirdiği kitaplar da mühim bir kısmını teşkil edip buraya vakfolunmuştur.
Maarifsever Sultan Birinci Mahmud’un zamanında yetişen Devlet adamlarının da Hükümdarlarının izinde olmaları tabii olduğundan Hekimoğlu Ali Paşa ve Koca Ragıb Paşa gibi âlim ve şair olanlar, okumayı yazmayı seven ve okuyanları himaye eden Dârüssaâde Ağası Hacı Beşir Ağalar kütüphaneler tesis ederek isimlerini ebedîleştirdiler. Sultan Birinci Abdülhamid tarafından Bahçekapı’da yaptırılan kütüphane ile Hekimoğlu Ali Paşa’nın Kütüphanesi de cidden kıymetli ve nefis eserlerle doldurulmuştur.
İstanbul’daki Süleymaniye Kütüphanesi dünyanın en büyük kütüphanelerinden birisidir. İçinde yüzlerce yıllık yüz bine yakın el yazması eser vardır. Dünyadaki en zengin ve kıymetli yazma kütüphanesinin de memleketimizde bulunduğunu söylemekle iftihar duyarım.