irvan’ın fethi, Derseadet(İstanbul)’te büyük sevinçle karşılandı. Meşhur şâir Bakî, bir “Gazel-i müzeyyel” ile bu “fethi” kutladı.
Safevîler ise, Osmanlı zaferlerini bir türlü hazmedemiyorlardı. İki ay içinde bütün Gürcistan, Şirvan ve Dağıstan’ in işgali; onları çileden çıkarmıştı.
Serdârın, “kışlamak üzere” Erzurum’a çekilme kararı, Safevîler’i ümitlendirdi. Şirvan’a girebilmeleri için, Kür Irmağını geçmeleri gerekliydi. Özdemiroğlu bunu önlemek istiyordu. Bir ince donanma yaptırmaya başladı. Tıpkı Tuna nehrindeki gibi olacaktı. Henüz gemiler bitmeden, düşman harekete geçti. Kür Nehrini kuzeye doğru atlayıp, Şirvan topraklarını girdiler.
Başlarında Urus Hân (ki, eski Şirvan Beyi idi) vardı. 25.000 kişilik bir Safevî ordusu, Şamahı civarına geldi.
Özdemiroğlu Osman Paşa,14.000 askeriyle burada bekliyordu. Diğer bir Safevî ordusu da, 15.000 mevcuduyla, Ereş Kalesine taarruz etti… Kalede, genç Kaytas Paşa ve 300 Mücahîd mevcuttu. Tereddüt etmeden düşmana saldırdılar… Yardım bekleyebilirlerdi… Fakat hepsi de Şehîdlik mertebesini tercih ettiler.
Sıra, Özdemiroğlu’na gelmişti. İki Safevî Ordusu, Şamahı’da birleşti. 9 Kasım 1578 sabahı, kanlı bir Meydan Muharebesi başladı. 10 Kasım ve 11 Kasım günleri korkunç çarpışmalar oldu. Son gün ikindi saatlerinde, Kırım Süvarileri yetişti. Zaferi Osmanlılara kazandırdı.
Urus Hân ve oğlu esir oldular, Özdemiroğlu onları cellata teslim ederken:
— Kaytas Paşa ve 300 Mücahide, 15.000 kişiyle yüklenmek, erkeklik miydi? Cezanızı çekin… diye söyleniyordu.