İ
stanbul çok yakın olan sakız adasının Venediklerin işgaline uğraması devrin Osmanlı Padişahı II. Ahmed Han’ı çok müteessir etmişti. Sultan Ahmed Han Serdarı Ekrem Sürmeli Ali Paşaya:
“ Sakız ahvali derinumu (içimi) yaktı, teshiri (zabtı) muradımdır. İcab edenlerle görüşüp ne yapmak lazımsa bilesin. Sakız elde edilmezse, şöyle bilin ki, bütün reisleri katlederim” dedi.
Bunun üzerine Mısırlı İbrâhim Paşa’ya donanma serdarlığı verilerek kışın içinde Sakız’ın alınmasına emredildi.
Sultan Ahmed Han huzûruna çıkan İbrâhim Paşa’yı taltif ve tehdit ederek;
“Vezîriâzam hüsni hâlini arz edip vükelâm dahi makul görüp hizmet umduğundan seni Sakız fethine serasker nasb u tâyin eyledim. Eğer taksirat edersen, şiddetli cezâlandırırım” deyip dualarla uğurladı. Donanmayı hümâyûn 1695 yılının ilk günlerinde, İstanbul’dan hareket etti. Ayrılmadan önce Barbaros Hayreddîn Paşa’nın, Beşiktaş’taki türbesi ziyaret edildi. Yâsinler, Fâtihalar okundu… Kurbanlar kesildi… Fukaraya sadaka dağıtıldı.
Mekânımız derya deniz.
Venedikli, gelen biziz.
Öcümüz komaz, alırız.
Bize Hayreddînli derler.
Sesleri arasında donanmayı hümâyûn denize açıldı. Bütün deniz erleri, leventler, Çeşme’de toplandılar. Donanmanın idâresi Mezemorta Hüseyin Paşa’ya verildi. Mezemorta Hüseyin Paşa, uygun hava gözledi. Nihayet bir seher vakti tekbiri kebirlerle deryaya açıldılar. 9 Şubat 1695 öğle vakti, Venedik göründü… Ön direk gözcüsü tam 65 tekne saydı. Bandıraların (bayrakların) çoğu Venedikti. Papalık, Toskana ve Malta şövalyeleri bile bandıralarını çekmişlerdi. Bütün haçlı kâfirleri, hepsi birden Sakız ile Koyun adaları arasındaki boğaza dolmuşlardı.
Mezemorta Hüseyin Paşa’nın emrinde, kırk sekiz Osmanlı gemisi mevcuttu. Düşmanın çokluğuna aldırmadı. Usta topçulardan Abdülfettah Reis’e işaret etti.
“Yâ Allah… Bismillah” ile, ilk Osmanlı topu, gürledi. En ağır Venedik kalyonu, infilâk etti. İslâm güllesi, tam cephane ambarına düşmüştü. Arkadan bir daha… Büyük amiral Benedetto, çılgına döndü. Oniki dakikada, en büyük iki kalyon ve bin iki yüz gemici kaybettiler. Türk topçularının mahareti, akıl alacak gibi değildi! Artık kendi amiral gemisi ile hücum etmesi gerekliydi, öyle yaptı!.. Fakat topçu çavuşu bu sefer daha keskin nişan aldı. Tam isabetle Benedetto’yu öteki dünyâya yolladı. Venediğin büyük amirâliyle birlikte, büyük ümitleri de yok oldu!.. Çünkü dokuz Venedik teknesi sulara gömülmüştü. Tamamen yok olmamak için, Sakız’ın iç limanına doğru kaçtılar.
Adadaki topların, atış mesafesine girmek istemediğinden Hüseyin Paşa, üzerlerine varamadı. Düşmanı açık denizde bekliyecekti. 9 gün oyalandı. Sakız’a varan bütün yardım yollarını kesti. Birleşik haçlı donanması mecburen, denize açıldı. Osmanlılara aniden hücum etti. On sekiz Şubat sabahı, korkunç bir deniz savaşı başladı. Son yıllarda böylesi görülmemişti. Düşman, dokuz büyük kalyon ve on binlerce denizci daha kaybetti. Büyük ve küçük bütün amiralleri, firar ettiler. Sakız’ı terkettiler. 22 Şubat 1695 sabahı Osmanlı sancakları, Sakız semâlarında yeniden yükseldi.
Serasker Mısırlıoğlu İbrahim Paşa, müjdeyi bizzat vermek için İstanbul’a doğru yola çıktı. Fakat asker düşman ile cenkederken Sakız’ın elden çıkmasının acısı ile üzüntüden hastalığı ağırlaşan Sultan Ahmed Han, 6 Şubat 1695 târihinde Sakız’ın fetih haberini alamadan, elli iki yaşında iken hayâta gözlerini yummuştu.