ânûnî Sultan Süleymân Hanın, Rodos şövalyelerinin elindeki Rodos ada ve şehrini 29 Aralık 1522’de ele geçirmesi.
Anadolu’nun güneybatısında bulunan Rodos Adası, ilk olarak 672 yılında hazret-i Muâviye zamânında Bizanslılardan alındı. Ada, 680’de tekrar Bizanslılara geçti. Daha sonra Akka’dan kovulan Hospitalier şövalyeleri buraya yerleştiler (1291). Hıristiyanların en kuvvetli ileri karakolu oldu. Anadolu ve Mısır’a yönelik Haçlı seferlerinde üs olarak kullanıldı. Fethi için birçok seferler düzenlendiyse de muvaffak olunamadı. Fâtih Sultan Mehmed Han zamânında fethe yaklaşıldı ise de yine muvaffak olunamadı (1480).
Cem Sultan’ın Rodos şövalyelerinin eline geçmesi, onları daha da azgınlaştırdı. Bâyezîd Handan sonra tahta geçen Yavuz Sultan Selim Hanın Mısır’ı fethetmesiyle Rodos’un önemi daha da arttı. Anadolu’dan Mısır’a giden deniz yollarının emniyetinin tam olarak temin edilmesi artık kat’î bir zarûret hâlini almıştı. Yavuz Selim Han bu maksatla hazırlıklara girişilmesini emretti. Ömrünün vefâ etmemesi yüzünden, Rodos’un fethi oğlu Kânûnî Sultan Süleymân Hana kaldı.
Kânûnî, Belgrad’ı fethettikten sonra, Avrupalıların kendi içişleriyle uğraşmalarından da istifâde ederek, Rodos’u fethetmeye karar verdi.
Kânûnî’nin bu niyetini öğrenen şövalyelerin başı Vilye dö Lil Adam, hazırlık yaparak, şövalyeleri topladı ve yiyecek stoku yaptı.
Seferin serdârlığına İkinci Vezir Mustafa Paşa tâyin edildi. 300 harp ve 400 nakliye gemisinden meydana gelen donanmanın sevk ve idâresi ise, Barbaros Hayreddîn Paşanın yanında yetişen meşhur amirâl Kurdoğlu Muslihiddîn Reis’e verildi. 4 Haziran 1522’de İstanbul’dan donanmayla harekete geçen Mustafa Paşa, 24 Haziran’da Rodos’a geldi. Kânûnî Sultan Süleymân ise, 16 Haziran’da kapıkulu ve eyâlet askerleriyle birlikte İstanbul’dan kara yoluyla harekete geçti.
Mustafa Paşa, Rodos’a gelince, gemi kaptanlarıyla ve Kurdoğlu Muslihiddîn Reis’le görüşerek, adanın yardımına gelmesi muhtemel Avrupa gemilerine karşı limanın îcâb eden yerlerine muhâfaza gemileri koyduktan sonra, Öküzburnu mevkiinden karaya asker çıkardı. Rodos şehrinin etrâfına metrisler kazılıp getirilen büyük muhâsara topları yerleştirildi.
Şovalyeler Teslim Teklifini Reddedince…
Kânûnî, Kütahya yoluyla Marmaris’e, oradan da gemilerle Rodos’a çıktı (28 Temmuz). Teslim teklifinin şövalyeler tarafından reddi üzerine, Ağustosun birinci günü kale dövülmeye başlandı.
Bütün Ağustos ayı, karşılıklı top ateşi ve yine karşılıklı lağım açmakla geçti. Açılan top ateşiyle kalede mühim tahribât yapılmasına rağmen, bu tahribât kısa zamanda düşman tarafından kapatılıyordu. Türk lağımcılarının devamlı Rodos burçlarının altına açtıkları lağımlar, Avrupa’nın en meşhur mühendisi olup, şövalyelere yardıma gelen Gariele Martinengo’nun mukâbil lağımlarıyla karşılaşıyor ve yer altında korkunç boğuşmalar oluyordu.
Bu sırada, 4 Eylül günü İleki Adasının da Kara Mahmûd Reis tarafından zaptı haberi geldi. Kahraman Reis, kendisi de ön saflarda çarpışırken şehit olmuş, fakat ada ele geçirilmişti. 6 Eylülde ise Rodos’un kuzeybatısında bulunan İncirli Adası teslim oldu.
Mısır Beylerbeyliğine tâyin edilen Mustafa Paşanın yerine Ahmed Paşa serdâr oldu.
Burca Zafer Bayrakları Dikildi
Bu günlerde Rodos Kalesinin İngiliz Burcunun güney kısmı başarılı bir Türk lağımı ile havaya uçuruldu. Şövalyelerin topçu generaliyle Üstâd-ı âzam (Rodos şövalyelerinin başı)ın alemdârı da ölüler arasındaydı. Eylülün 12’sinde yapılan bir hücumda bu burca beş zafer bayrağı dikildi. 24 Eylülde yapılan umûmî hücumda Yeniçeri Ağası Bâli Ağa, İspanyol Burcuna girip, Türk bayrağını burcun tepesine diktiyse de netîce alınamadı.
10 Aralığa kadar şiddetli top atışları, lağımlar ve sık sık tekrarlanan umûmî hücumlarla kale iyice yıpratıldı. 18 Aralıkta yapılan bir umûmî hücumda şövalyeler şehir içindeki istihkâm ve hendeklerin arkasına çekilmeye mecbur kaldılar ve artık mukâvemet etmenin imkânsızlığını da anladıklarından kaleyi teslim etmeyi kabul ettiler (20 Aralık 1522).
Camiye Çevrilen Kilisede Kanuni Sultan Süleyman Cuma Namazı Kıldı
Teslim şartları arasında; şövalyelerin eşyâ ve top dışındaki silahlarını alıp, on gün içinde Rodos’tan ayrılmaları; bu günler zarfında şehirdeki istihkâmların 4000 yeniçeri tarafından emniyete alınması ve asıl kuvvetlerin iki kilometre mesâfede beklemesi yer alıyordu. Kalenin boşaltma işlemlerinden sonra şövalyeler, Üstâd-ı âzam gemilerine binip gittiler. Rodos Kalesiyle berâber Oniki Adanın tamâmı ve şövalyelere âit olan Bodrum da Osmanlı Devletine bırakılmıştı.
Osmanlı Devletine 20.000’den fazla şehide mâl olan bu fetihten sonra, Kânûnî Sultan Süleymân Han, 29 Aralıkta şehre girip kaleyi gezdi. 2 Ocak Cumâ günü ise, câmiye çevrilen Saint Jean Kilisesinde Cumâ namazını kıldı. Nâmına okunan hutbeyi dinledi. Aynı gün adadan ayrılıp Marmaris’e geçti.
3 Ocak günü Aydın, Midilli, Karasi, Menteşe, Saruhan sancakbeylerine, Anadolu Beylerbeyi Kâsım Paşanın nezâretinde Rodos’taki inşâat, îmâr ve iskân işleri bitinceye kadar adada kalmalarını emredip, İstanbul’a döndü. Rodos’a derhâl Türk göçmenleri yerleştirilmeye başlandı. Ada bir sancak yapılıp, Cezâyir-i Bahr-i Sefîd eyâletine bağlandı. Sancakbeyi olarak Mehmed Bey tâyin edildi. Bundan sonra birçok câmi, imâret, mektep, medrese ve yol yapılıp ada îmâr edildi.