smanlı padişahları, hem
fiilen ve hem de kavlen İslâm’ın getirdiği içki yasağına uymuşlar ve bu yasağa
uyulması için gerekli hukukî tedbirleri almışlardır. Bunlardan II. Bayezid’e
ait olan bir fermanın, sadeleştirilmiş metnini, sonra da orijinalini, sizlere
takdim ederek, meseleyi bütün yönleriyle vuzûha kavuşturmak istiyoruz:
“1. Dergâhıma arz olundu ki, sancağınıza bağlı
şehir, kasaba ve köylerde, düğünlerde, toplantılarda ve benzeri yerlerde,
açıkca şarap içildiği, çeşitli sarhoş edici içkiler kullanıldığı, her türlü
rezalet ve sefahetin irtkâb edildiği görülmüştür. Ayrıca İslâm’ın şeâirine
ri’âyet edilmeyerek fâsıkların bu gibi gayr-i meşrû fiillerinden, bütün
Müslümanların ve özellikle de âlimler ve sâlihlerin rahatsız olduğu
bildirilmiştir.
2. Durum böyle ise “emir-i bilma’rf nehy-i
anil-münker” vazifesi boynumuzun borcu olması hasebiyle, bu gayr-i meşrû’
fiillerin yasaklanması için, görevli olarak Hamza’yı gönderdim ve aşağıdaki
ta’limâtı verdim:
3. Emrim size ulaşınca, bu konuda tam ihtimam
gösteresiniz. Sen ki, sancak beğisin, kâdîlarsınız. Bizzat bu işin üzerinde
durub kazanızdaki halka, şehirlerde, köylerde ve kasabalarda tekrar te’yîd ve
tehdît ile yasak edesiniz.
4. Bundan sora hiçbir yerde, fâsıklar toplanıp
açıkca günâh işlemeyenler ve İslâm’ın şe’airine gereği gibi ri’ayet edeler.
5. Sen ki, sancak beğisin, bu hususu görüp gözetip
emrime aykırı hareket edenlerin kâdî kararıyla hakkından gelip, şer’î hükümleri
ve emirlerimi icrâ edesin.
6. Bu memleketlerin subaşıları (emniyet âmirleri)
ve yardımcıları da, bu konuda, kadîlara yardımcı olalar. Gayr-ı meşrû fiillerin
kaldırılması hususunda kâdîların yanında yer alalar ve kimseye düğünler de ve
toplantılarda, İslâm’ın emirlerine aykırı iş ettirmeyeler. Edenleri mahkemeye
sevkedip, şer’î yargılama neticesinde haklarından geleler.
7. Siz ki, kâdîlarsınız, her biriniz, bu fermanımın
bir örneğini şer’iye sicillerine kaydedesiniz ve daima icrâ edesiniz. Bu konuda
ihmal ve müsamaha göstermeyesiniz. İhmal ve müsamaha ettiğiniz duyulursa,
sadece görevinizden azledilmekle kalmazsınız, büyük cezalara çarptırılırsınız.
Bu yazılı emrimin, size ulaştığını, görevli memurum ile bana bildiresiniz.
Şöyle bilesiniz ve alâmet-i şerıfe itimat
edesiniz.”
Prof. Dr. Akmed Akgündüz