Kafkasya - KırımMakaleler

Osmanlı Devletinin Çerkesleri İskân Siyaseti

O

smanlı imparatorluğu çok göç alırdı. Ancak Osmanlı devletinde bu konuda gelişmiş bir “devlet etme, krizi yönetme ve iskân politikaları” oluşturma tecrübesi vardı.

Rus çarlığının sistemli olarak uyguladığı Çerkes Soykırımının ardından topraklarından göçe zorlanan 1,5 milyon Çerkesin iskânından söz ediyorum.
 
Bu iskân Çerkesler için hiç iyi olmadı kuşkusuz ama Osmanlı’daki devlet aklını gösterebilmesi bakımından son derece ilginçti.
 
Osmanlı devleti, Ruslarla ölümüne ve kıyasıya bir mücadeleye tutuşan, lâkin mevcut teknolojiye yenilen Çerkesler için düşmanı olan Rusya ile anlaştı. Çünkü kültürel ve dini olarak yakın olduğu Çerkeslerin vatanı Kuzey Kafkasya Osmanlı sınırları içinde değildi ama kültürel interlandına dâhildi.
 
Nitekim Çerkeslerin daha gemilerle ve kara yoluyla yarısının telef olduğu o trajik yolculuğa başlamadan evvel nereye iskân edilecekleri belliydi. İskân siyasetinde gözettiği iki unsur vardı:
 
1-Elinin uzanamadığı, gücünün yetemediği yerlere cengâverliğini bildiği bu savaşkan halkın evlatlarını yerleştirerek söz dinlemeyen asi unsurları hizaya sokmayı amaçlamıştı.
 
2-Doğu’dan, Batı’dan gelecek saldırılara karşı payitahtı korumaktı.
 
Osmanlı topraklarındaki Çerkeslerin iskân haritasına bakıldığında görülecektir. Çerkesler tam da bu iki maksada uygun olarak iskân edilmişti;
 
Doğu’da Samsun’dan başlayarak Güney’e inen bir çizgi; Tokat, Sivas, Kayseri, Maraş, Hatay, Suriye, Ürdün…
 
Batı’da, Bulgaristan’dan başlayıp Kosova’ya, oradan da Makedonya’ya inen bir yay.
 
Ve payitahtı yani Devlet-İ Âli Osmaniye’yi korumak üzere İstanbul’un etrafını çevreleyecek şekilde İzmit, Adapazarı, Bolu-Düzce, Eskişehir, Balıkesir-Biga, Çanakkale illerini çevreleyen bir yarım daire…
 

Fuat Uğur

Kaynak

İlgili Gönderiler

1 / 242