yine de sakin geçmiyordu. Çünkü Venedikliler Akdeniz’de Osmanlı gemilerine
saldırıyorlar ve elde ettikleri her şeyi yağmalıyorlardı. Karlofça anlaşmasıyla
Mora yarımadası Venediklilere bırakılmıştı.
Venedikliler, daha fazla toprak koparmak için fırsat
kolluyordu. Karadağlıları da isyana teşvik edip, 1714’de ayaklandırdılar.
Bunun üzerine Bosna valisi Ahmed Paşa, maiyetine
Bosna-Hersek, Dukagin, Işkodra, Prizren ve Klis sancakları süvarileri verilerek
isyanı bastırmaya memur edildi.
Ahmed Paşa, Karadağ’ın sarp arazilerinde yılmadan büyük bir
gayretle mücâdele verdi ve âsileri bulundukları yerlerde tesirsiz hâle getirdi.
Karadağ Vladikası ile Belvardiç kardeşler kaçtılar. İsyan
bastırıldı ve Karadağ halkı bir daha isyan etmeyeceğine dâir söz verdiler. Bu
sözlerini yazılı olarak belgeler imzalayarak da teyid ettiler.
Bu sırada Venediklilerin Rakka valiliğinde vefat eden eski
Veziriazam Enişte Hasan Paşa’nın terekesini İstanbul’daki hanımı Hatice
Sultan’a götüren gemiyi zaptedip tayfalarını esir etmeleri Osmanlı-Venedik sulhunun
sona ermesine sebep oldu.
Ali Paşa çok atılgan, kabiliyetli, dürüst ve hırslı bir
vezirdi. Sultan Ahmed Han, Ali Paşa kumandasında Mora üzerine bir sefer
düzenledi. İlk önce Barbaros Hayreddin Paşa tarafından alındıktan sonra tekrar
Venediklilerin eline geçen İstendil adası Kapdân-ı Derya Canım Hoca Mehmed
Paşa’nm kumandasındaki donanma tarafından tekrar geri alındı.
Venediklilerin son korsanlık üssü de böylece yok edilmiş
oldu. 27 Haziran 1715 tarihinde Korinthos tarafından Mora’ya giren Osmanlı
ordusu, başta Torinhos kalesi olmak üzere, Kastel Kalesi, Yunanistan’ın kuzeyi,
Egine adası da fethedilerek, Karlofça anlaşmasıyla Venediklilere geçen bütün
kaleleri birer birer fethetti.
Venedikliler karşı taarruza geçmek istediyseler de bunda
muvaffak olamadılar. Osmanlı donanmasının şiddetli hücumlarına dayanamayarak
perişan edildiler. Mora’daki bütün kuvvetlerini toplayıp kaçan Venedikliler,
Modon limanında demirlemiş donanmalarının gücüne güvenerek bir manevra yapmak
istediler.
Osmanlı donanmasının yaklaşmakta olduğu haberi gelince
buradan da kaçtılar. Modon’un ardından Navarin, Koron kaleleri fethedildi. Bu
sırada henüz tamamlanmamış olan Girit adasının fethi de tamamlanmış oldu. Hanya
Muhafızı Vezir Mehmet Paşa Suda’yı ve Kandiya Muhafızı İzmirli Ali Paşa da
diğer kaleleri fethederek Venediklilerin Girit’le bütün alakasını kestiler.
Venediklileri sulh yoluyla durduramayan Osmanlı, Akdeniz
sularını onlara zindan yaparak zaferlerle durdurmuştu. Buralarda fethedilen
yerlerin anahtarları Sultan Üçüncü Ahmed Han’a gönderildiği zaman gözyaşları
içinde bütün fakirlere ihsanda bulunmuş ve orduya şu hatt-ı hümâyûnu
göndermişti:
-” Berhudar
olasınız. Yüzünüz ak ve kılıcınız düşman yüzünde keskin ve berrak olup nimet-i
celîlem cümlenize helâl olsun“