Dil ve EdebiyatTürk Dili

Modere Etmek, Yahut Madara Olmak!

D
Dilimizi kaybettik!
Kelimelerimizi, cümlelerimizi ve en önemlisi dil hassasiyetimizi –ki bu dil zevki demekti- kaybettik!
Rastgele ve mânasını bilmediğimiz kelimeler kullanıyoruz. Daha ötesi, güzelim kelimelerimizin yerine modaya uyup mânasına nüfuz edemediğimiz kelimeleri baş tacı ediyoruz. Bir “şov”dur, “performans”tır, “brife”dir, “kortej”dir gidiyor.
Son günlerde en çok kullanılan kelimelerden biri “moderatör”!
Moderatör ne demek? Bunu bilen var mı? Bilmek şart değil, ortalığa uy, yerli yersiz kullan…Yakında “müdür” yerine de “moderatör” diyeceğiz! (Müdüratör dersek de şaşmayın!)
Bu kelimeyi kullanmak üniversitelerde yapılan toplantılarda salgın halini almış. İşin tuhafı hepsinin bünyesinde edebiyat fakültesi ve elbette edebiyat fakültelerinin bünyesinde de Türk dili ve edebiyatı bölümleri var!
Ey ulu hocalar! Ne demek moderatör? Biriniz zahmet edip araştırdınız mı?
Akrabası olan kelimeyi italyancadan almışız, müzik terimi olarak kullanıyoruz: Moderato. “Orta hızda, mutedil” demek. Anlam buradan çıkarılabilir aslında.
Peki “moderatör” ne demek? Kelime latince ama İngilizceden aparmışız. O sebeple eski bir İngilizce-Türkçe sözlüğümüze bakalım. Mehmet Gülbahar’ın 1940’larda basılmış 3 ciltlik sözlüğünde, “moderator”ün karşısında “tadil edici, hakem, mümeyyiz” yazıyor. Bir de “reis”! Fakat kelimenin fiil hali olan “moderation”da “itidal gösterme, tadil etme, insaf ve Oxford’da ilk umumî imtihan” yazılı.
İnsaf be! Yönetme, idare etme bunun neresinde?
Eskiden toplantılarımız idare edilirdi, sonra yönetilmeye başlandı. Ya şimdi? Modere ediliyor!
Modere ile “idare” arasında bir ses benzerliği var ya, ondan olmalı!
İdare etmek, yönetmek basit iş. Halbuki “modere etmek” ne kadar cafcaflı.
Modere ediyorum derken madara olmak diye buna denir!
Madara ile modere arasında sadece bir harf var, üç kere tekrarlanıyor!
“Madara” Ahmet Vefik Paşamızın Lehçe’sinde “ekin ölçeği” olarak açıklanıyor. Argomuzda 
 “Sevimsiz, kötü, fena” demek. İki de deyimimiz var:
Madara etmek: Bir yanlışını bulup kötü duruma düşürmek. Madara olmak: Kötü duruma düşürülmek, rezil rüsva olmak.

Mehmet Doğan

Kaynak

İlgili Gönderiler

1 / 128