TarihZaferlerimiz

Meşaleler Zaferi

Ö

zdemiroğlu’nun, Safevîler’e karşı verdiği 4. ve en büyük meydan muharebesidir.

 

İki ordu, Şirvan ve Dağıstan’ı ayıran, “Samur Irmağı” güneyinde Kuba civarında karşılaştılar. Safevîler 50.000 atlıdan müteşekkildi.

 

Osmanlı ordusunun miktarı tam olarak bilinmiyor. Fakat düşmanın, daha fazla olduğu muhakkaktı.

 

Osman paşanın sağ kanadına, Sivas beylerbeyi, sol kanadına Kefe beylerbeyi, kumanda ediyorlardı.

 

Düşman komutanı “İmam Kulu Hân” idi.

8 Mayıs 1583’te çarpışmalar başladı. Çok kanlı geçen muharebede Osman Paşa, kafi neticeyi almak istiyordu. Bu sebeple, geceleri de, çarpışmalara devam etti. Binlerce meşale yakıldı. Gündüz gibi aydınlanan Şirvan ovaları, “kanlı geceler” yaşadı.

 

Üç gün üç gece süren çarpışmalar, hiç bitmeyecek zannediliyordu. Nihayet 11 Mayısta, Özdemiroğlu’nun askerî dehâsı kendini gösterdi. Yorgunluktan bîtab düşen Safevîler üzerine, “toptan hücum” emri verdi.

 

Yeni Osmanlı yardımı geldiğini zanneden düşman, kaçmaya başladı. Bozgun halindeki askerlerine İmam Kulu:

— Şahın çöreği, sizlere haram olsun! Nereye kaçarsınız? Diye bağırıyordu.

 

Meş’aleler Savaşı ile Özdemiroğlu, bölgeyi tam olarak temizlemişti. Fakat bu gayretin asıl kazancı, Erivan olmuştu. Şimdi Ermenistan denilen bu bölge, Osmanlı hâkimiyetine geçti. O zaman bile Ermeniler küçük bir azınlık idiler.

 

Osman Paşanın, “Osmanlı Devletine” burası, son Kafkas armağanıdır.

 

Özdemiroğlu Osman Paşa, 300.000 km² büyüklüğündeki Kafkas fütuhatını tamamladı. Şimdi sıranın, Tebriz’e (batı İran) geldiğini söylüyordu. Fakat bunu Pâdişâha, Özdemiroğlu bizzat anlatması gerekliydi.

 

Kafkasyaya hareketinden 6 yıl sonra, derseadet’e döndü. 28 Haziran 1584 günü İstanbul halkı, bu “büyük askeri” çılgınca karşıladı…

 

Kahramanlığı dillere destan olan Özdemiroğlu, bir hafta sonra cihan sultanı tarafından kabul edildi. III. Murad Hân, kendisini “yalı köşkü“nde özel olarak karşıladı.

 

—Safa geldin Osman Paşam… Safâlar getirdin.. Buyur otur dedi.

 

Özdemiroğlu, ayakta duruyordu. Ancak 4 defa “padişah ısrarı”ndan sonra, oturabildi.

 

Sultan:

—Gaza ve cihâdlarını bir de senin ağzından dinlemek isteriz, dedi.

 

Osman Paşa mahcûbiyyetle:

—Bizim ne haddimize Devletlûm.. Heman, Cenabı Hakk’ın inayeti ve Sultan’ımın “helâl lokma yedirdiği” Gazilerin himmeti berekâtıdır…

 

—Hele şu “Meş’aleler Zaferi“ni tafsil eyle; deyince, Özdemiroğlu dayanamadı.

 

Mücahîdlerin “Özdemiroğlu karanlık gîceyi” nasıl aydınlattıklarını, bir bir anlattı. O söyledikçe Padişah, heyecandan yerinde duramıyordu.

 

Sultan belindeki murassa (mücevherli) kılıç ve hançerini çıkardı. Kavuğundaki “Padişah” sorgusuyla birlikte, bu eşsiz kahramana verdi:

—Anamın ak sütü gibi, helâl olsun Osman, dedi.

 

Bu sohbet ve kucaklaşma 4 saat sürdü.

 

20 gün sonra “Mührü Hümâyûn“, büyük Kahramana emânet edildi. Artık Padişahtan sonra Devleti Aliyye’nin ikinci adamıydı.

 

Veziriazam olmuştu.

 

Kaynak

İlgili Gönderiler

1 / 63