MakalelerTürkistan

Mazlum Vatan Doğu Türkistan

T

ürk tarihinin başlangıç noktası ve Uygur Türkleri’nin öz vatanı olan Doğu Türkistan, “Asya’nın Kalbi” olarak adlandırılan Türkistan’ın beş kısmından biri olup kuzeyde Rusya; batıda Batı Türkistan’ı teşkil eden Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan; güneyde Afganistan, Pakistan, Hindistan ve Tibet; doğuda Çin (Kansu, Çing-hai ve İç Moğolistan eyaletleri) ve kuzey-doğuda Moğolistan ile çevrilidir. 

Doğu Türkistan Türklüğün ana vatanı, Türk kültür ve medeniyetinin kaynağıdır. Türk mitolojisinin, Dede Korkut masallarının ortaya çıktığı, Kutadgu Bilig, Divanu Lügâti’t-Türk ve Atabetü’l Hakayık’ın yazıldığı coğrafyadır. Tarihte doğu ile batı arasında çeşitli dinlerin, medeniyetlerin, ticaret kervanlarının ortak değişim noktasıdır. 
Orta Asya’da oldukça stratejik konuma sahip olan Doğu Türkistan tarihî İpek Yolu’nun kavşak noktasındadır. Ayrıca denizlerden çok uzak olması, yüksek dağlarla ve çöllerle çevrili bulunması hasebiyle dünyada ender rastlanan bir savunma merkezidir. 
Doğu Türkistan Çin için çıkış kapısı olup, Çin’in Avrasya’ya yönelik hâkimiyet tesis etme düşüncesinin kilit yeridir. Sahip olduğu özellikler dolayısıyla Doğu Türkistan’a Çin’in Ukrayna’sı denilmiştir. 1.828.418 kilometrekare yüz ölçüsüne sahip olan Doğu Türkistan, bugün Kızıl Çin’in işgali altındadır. 
Doğu Türkistan adı 1876 Çin-Mançu istilasından sonra 1884 yılında Şin-ciang (yeni toprak) olarak değiştirilmiştir. 1949’da bölgenin komünist Çin tarafından işgalinden sonra yeni yönetim de bu adı kullanmaya devam etmiş, 1955 yılında ise Doğu Türkistan’ın resmi ismi “Şin-ciang” Uygur Özerk Bölgesi olarak ilan edilmiştir. 
Bugün Doğu Türkistan ahalisinin çoğunluğu Türk’tür (Uygurlar başta olmak üzere Kazak, Kırgız, Özbek, Tatar Türk boylarıdır). Geri kalanların ekserisi Çinlidir, bir miktar Moğol, Tibetli, Tacik, Rus da vardır. Türklerin hemen hepsi ehlisünnet olup Hanefi mezhebindendir. 
Şin-ciang Uygur Özerk Bölgesi” adıyla otonomi verilen, nüfusu Çinli göçmenler hariç Çin yönetiminin bütün inkârlarına rağmen 35 milyonu geçen ve başkenti Urumçi olan Doğu Türkistan’da; Kaşgar, Aksu, Hoten, Sayram, Turfan, Urumçi (Beşbalık), Kumul (Hami), Yarkent, Gulca gibi tarihî Türk şehirleri bulunmaktadır. 
Çin zulmü ve esareti altındaki Doğu Türkistan, tarihte ilk Türk devleti olarak bilinen Hun İmparatorluğu’ndan itibaren birçok Türk devletinin kurulduğu sahadır. Gök-Türk, Uygur, Karahanlı devletleri bunların en meşhurlarıdır. Ayrıca Türk ilim ve fikir hayatı için de son derece önemlidir. 
Zengin Yeraltı ve Yerüstü Kaynaklarına Sahip

Siyasi, ekonomik ve askeri yönden oldukça ehemmiyetli olan Doğu Türkistan coğrafyası; petrol, volfram (silah sanayisinde kullanılan önemli bir maden), altın, gümüş, platin, kömür (2.2 trilyon ton. Yakın zamanda Çin yönetiminin aldığı kararla Doğu Türkistan’daki kömür ocakları gelecekte enerjide oluşabilecek bir sıkıntı anında kullanılmak üzere kapatılmıştır) ve uranyum gibi stratejik hammaddeler ve sayısız yeraltı ve yerüstü kaynaklarına sahip bir ülkedir. Çin genelinde 148 çeşit madenin 124’ünün çıkarıldığı Doğu Türkistan, Çin’in petrol ve doğalgaz alanındaki en stratejik bölgesi haline gelmiştir. 
Nitekim Çin’in petrol rezervlerinin %25’ini, doğal gaz rezervlerinin ise % 28’ini barındırmaktadır. Bu oranlar Japonya’da çıkan Fuji Sankei Business Gazetesi’nin 07.09.2004 tarihli sayısında açıklanmıştır. 
Doğu Türkistan’ın petrol rezervleri İran ve Irak’ın rezervlerinin 10 katıdır. 910 bin km2’lik alanda petrol tespit edilmiştir. Her yıl 10 milyon ton petrol Çin’e taşınmaktadır. Buna rağmen petrol Çin’den iki kat daha pahalıdır. Tarım Havzası (petrol rezervi 74 milyar varil), Karamay Bölgesi (yılda 1.286.000 ton petrol çıkarılmakta), Kumul-Turfan Bölgesi (petrol rezervi 75 milyon ton) Taklamakan Çölü (petrol rezervi 50 milyar ton) önemli petrol sahalarıdır. 
Doğu Türkistan 17.4 trilyon metreküp doğalgaz rezervlerine sahip bulunmakta ve 30 bölgeden doğal gaz çıkarılmaktadır. Özellikle Cungarya ve Tarım havzaları doğalgaz bakımından oldukça zengindir. 
Hububat, pamuk, ipek, halı, el zanaatları ve özellikle hayvancılık Doğu Türkistan ekonomisinin temelini teşkil eder. Maalesef kültür ve medeniyet beşiği, tarihi ana vatanımız  Doğu Türkistan coğrafyasında yaşayan ve bu kadar zengin kaynaklara, imkanlara sahip Uygur Türkleri, açlık sınırında yaşamakta; duyarsız, sağır, kör dünyanın gözleri önünde hürriyetten mahrum edilmekte; insan onuruna yakışmayan zulümlere, işkencelere maruz bırakılmakta ve adeta soykırıma tâbi tutulmaktadırlar.

Yrd. Doç. Dr. Ali Ahmet Beyoğlu

Kaynak

İlgili Gönderiler

1 / 242