Türk Dili

Kuşku, Şüphe

 

Bizler Türkçede mevcut bütün kelimelerin, soyuna-sopuna bakılmadan muhafaza edilmesini istiyoruz. Bir de, herhangi bir kelimenin, yanlış veya yersiz olarak asıl manası dışında kullanılmasını uygun görmüyoruz. Çünkü böyle bir hareket hem dili fakirleştirir, hem de mefhum karşılığına sebep olur. Fakat, ne hikmetse, kendileri ideoloji bakımından beynelmilelci, dünya görüşü itibariyle ümanist ve fikir yönünden  de kozmopolit oldukları halde, yalnız dil konusunda ırkçı kesilen bazı aydınlarımız, Türkçedeki yabancı asıllı kelimelere karşı amansız bir savaş açmışlardır.

Bu yüzden dilimizdeki nice sözler katledilmektedir. İşte ‘’Şüphe’’ ve ondan türeyen bir çok kelime de böyle öldürülmek istenilen kelimelerdendir. Onların yerine de ‘’Kuşku’’ ailesini yerleştirmek istiyorlar. Halbuki ‘’Kuşku’’ korku, endişe ve tedirginliğe dayalı şüphe demektir. Ondan türeyen kuşkulanmak fiili de; ‘’Korkup ürkmek, işkillenmek, tedirgin olmak, endişeye kapılmak’’ manalarına gelmektedir. Yani akılcı filozof Deskartes’in (hakikate ulaşmak için) araştırma metodu olarak seçtiği ilmi şüphe ile, ‘’septique’’ filozofların ‘’Felsefi şüphesi’’ ile kuşkunun hiçbir ilgisi olamaz.

‘’Şüphe bir nura doğru koşmkatır’’ diyen Tevfik Fikret’in şüphe’si dahi, bu kelimeyi yanlış kullananlardan ‘’kuşkulanır’’. Nitekim, Dil Kurumu’nunkinden başka sözlüklerde de kuşku’ya şüphe manası verilmemiştir. Bu iki kelime arasındaki mana ve  kullanış farkını şu örneklerde açıkça görürüz:
Kuşkulu adam: ‘’ Vehimli, tedirgin, endişeli adam’’dır.

Şüpheli adam: ‘’ Bir kötülük yapacağı sanılan, kendisine güvenilmeyen, kim olduğu bilinmeyen bir kimse’’dir. 

Mehmet Akif’in aşağıdaki beytinde de kuşkulanmak fiili tam ‘’ endişeye düşmek, tedirgin olmak ve işkillenmek’’ manasındadır:

Tükürün cephe-yi Lâkaydına Şarkın tükürün!
‘’Kuşkulansın’’ görelim, gayreti halkın, tükürün!
Gelelim kuşkusuz kelimesine . TRT programlarını takip edenler hatırlayacaktır!  ‘’Kuşkusuz’’ sözü birçok kelimeyi ve kavramı yok edecek şekilde her yerde kullanıılmaktadır. Artık aynı tavır günlük hayata de aksetmiştir. 

Mesela; Filimde hanım kız soruyor:  ‘’Beni seviyor musun?’’ 
Delikanlı; ‘’ Elbette seviyorum’’ demiyor, ‘’Kuşkusuz seviyorum’’ diyor. 
İdare meclisi başkanı soruyor: ‘’Yarınki toplantıya katılacak mısın?’’ 
Üye: ‘’Mutlaka katılacağım’’ demiyor,  ‘’Kuşkusuz katılacağım’’ diyor. 
Genç doktor, hocasına: ‘’Muhakkak siz bizden tecrübelisiniz’’ demiyor ‘’Kuşkusuz siz bizden daha deneyimlisiniz’’ diyor. 

Gazeteci yaşlı sanatkâra soruyor: ‘’Tekrar sahneye çıkmak ister misiniz?’’ 
Yaşlı adam: ‘’ Tabii isterim’’ demiyor, ‘’ Kuşkusuz isterim’’ diyor. 
Açık oturum idarecisi lâfı toparlarken: ‘’Her halde hepimiz aynı kanaatteyiz’’ demiyor, ‘’Kuşkusuz hep bir kanıdayız’’ diyor. 

Hasılı, ‘’ Galiba, hakikaten, şüphe yok ki ona ne şüphe, tahminimce şüphesiz…’’ vs gibi daha nice kelime ve tâbir bir tarafa atılmış, hepsinin yerine kuşkusuz oturtulmuştur. Bunda millet parasıyla yaşayan TRT’nin günahı çok büyüktür…
 

İlgili Gönderiler

1 / 79