Dışişleri eski
bakanlarından İ. Sabri Çağlayangil, bir röportaj vesilesiyle şunları söylüyor.
956 da Bursa Valisi iken, bir inceleme için bizi Amerika’ya
göndermişlerdi. Kızılderilileri merak ettim. Mevcutlarını sordum. 400 bin kişi
dediler. “Hepiniz bu kadar mısınız? Daha
çok olmalısınız?” dedim.
almak mümkün değildir. Beni o zamanlar
Missisipi Nehrinin membasında “Çıpı”
aşireti diye bir Kızılderili aşiretine görürdüler. Bu Kızılderili aşireti Kızılderili
olmadığı halde, o güne kadar beş kişiye Kızılderili ismi vermişler. Beni de
Kızılderililiğe davet ederek aşiretlerine kaydedip,
“Çiçu İsuya” ismini verdiler.
Birader.”
ve meşhur tüylü başlıklarını takarak bir tören yaptılar. O zamanlar 80 yaşında
olan ve iki üniversite bitirmiş bir aşiret reisi vardı. Törene gelmiş olan
Amerikalılara dedi ki:
siz bizden zorla aldınız. Zulmederek aldınız. Fakat bir şikayetimiz yoktur. Çünkü
bu memleketi dünyanın en medeni, en çağdaş yurdu haline getirdiniz. Ama bu
ülkeyi bizden aldığınız sıralarda, bizim medeniyetimiz sizden çok üstündü. Fakat
bugün aşiretimize kabul ettiğimiz Valinin mensup olduğu millet o zamanlar
bizimkinden de ileri bir medeniyet seviyesindendi. Yaşı küçük de olsa biz bu
Türk valisine, ‘Büyük Birader’ismini
bu yüzden verdik.”
müzesine götürdüler. Gördüklerime hayret ettim. Bizim kilimlerimiz, bizim
kaplarımız, cezvelerimiz, hatta Anadolu’da yün eğirmek için kullanılan bizim iğlerimiz.
Ben şaşkınlıkla “bunlar bizim”
dedim.
büyük hicrette, Orta Asya’dan Alaska’ya oradan da buraya gelmişiz” dedi. Adamın
yüzüne baktım, gerçekten bizim gibiler, Amerikalıya benzemiyorlar.
yayıldığını gözlerimle gördüm. Meğer bizi onlar kendi kökleri olarak görüyorlarmış.
H. Hüseyin Ceylan