alkanlardaki akınlar sırasında Yakup Paşa, Triesta’nın bulunduğu İstirya yarımadasını, büyük bir tazyik altında tutuyordu. Fakat, buradan dönüşte Sadbar kenarında boğazın ağaçlar ve taşlarla kapatılmış olduğunu gördü. Düşman ordusunun başında Derengezeni vardı. Yakup Paşa, şartlar aleyhinde olmasına rağmen muharebeye girmekten çekinmedi. Bir taraftan düşmanı oyalarken, diğer taraftan da yolu üzerindeki ağaçları kestirdi. Boğazdan kurtuldu ve serbest hareket imkânı buldu.
Yakup Paşa, 9 Eylül 1493 senesinde Kırbova’da düşman ordusu ile muharebeye tutuştu. Osmanlı askerleri şiddetli bir taarruzdan sonra düşmanı bozdu ve 6 bine yakın Macar askerini muharebe meydanında öldürdü. 2500 esir alındı. Savaş Osmanlı ordusunun kesin zaferiyle neticelendi
Bu zafer Sultan Bâyezid Han’ı fevkalâde memnun etti ve Yakup Paşa’yı Rumeli Beylerbeyliğine tayin etti. Değer bir akıncı kumandanı olan Yakup Paşa, aynı zamanda da şairliği de vardı. Kırbova zaferini bir zafernâme ile nazmetmiştir . Bu zafernâmenin bazı beyitleri şöyledir:
Buluştuk düşmana çün “Kırbova”da
Nida erişti kim kır bu arada
Hak emriyle ettim bir gaza kim
Murad Hân etti ancak Kosova’da
Ururduk kâfirin boynuna şemşîr
Melekler bağlayıp saflar hevâdâ
Osmanlı akıncıları 1496’da Dalmaçya’ya girerek Auber laybah şehrine kadar ilerlediler. Işkodra Beyi Firuz Bey de etrafta bulunan yerleri itaat altına alıyordu. Buralarda Venedik ile çıkan anlaşmazlıklar neticesinde muharebeler başlamıştı.