ünlük dil de modaya tabidir! Zaman zaman bazı kelimeler, bazı kavramlar herkesin dilindedir. Şu günlerde “kentsel dönüşüm” tamlaması çok sık duyuluyor. Bizim gibi şehircilikle, mimariyle pek fazla alâkası olmayan kimselerin bu kavramlaştırmayı tam manasıyla anladıklarını tahmin etmiyorum.
Daha fazlası, bu kavramı kullananların dahi tam manasıyla neyi kastettiklerini bildiklerini sanmıyorum! Veya bunu bilseler bile nasıl doğru ifade edebileceklerini düşünmediklerini tahmin ediyorum.
Neden bu kanaate sahibim? Konuyla ilgili bazı uygulamaları araştırdım. Bazı belediyelerimiz böyle uygulamalar yapıyorlarmış zaten. Hatta Ankara’nın Çankırı istikametindeki, havaalanı girişi için böyle bir kanun bile yapılmış.
Malum, o bölge dışarıdan Türkiye’yi ziyarete gelenlere ülkemizin başkenti ile ilgili iyi bir görüntü vermiyor. Bu kötü manzarayı düzeltecek uygulamalar ve görüntünün güzelliğine halel getiren yapıların ortadan kaldırılması…
Bunlara bakarak “kentsel dönüşüm“ü tarif etmeye çalıştığımda bunun esas itibarıyla “şehir ıslahı” çalışmaları olabileceğini gördüm. Belki de “şehir yenilenmesi” de denilebilirdi.
Bazı belediyeler, gecekondu bölgelerini böylece ıslah ediyorlar, kimileri de şehrin eski kesimlerini hale yola koymaya çalışıyorlar. Bir taraftan altyapı çalışması, diğer taraftan sağlıklılaştırma, yeni unsurlar katma; belki yeşil alanları genişletme, tarihî yapıların elini yüzünü düzeltme işin içine giriyor.
Şehrin görünümü ile birlikte yapısında da ciddi düzeltmeler yapılmak isteniyor. Bunun “kentsel dönüşüm” olarak ifade edilmesi isim-müsemma ilişkisini kurmamı böylece konuyu kavramamıza yardımcı oluyor mu?
“Kent” nasıl bir dönüşüm geçiriyor? Bu, ibareden çıkmıyor. Şehir ıslahı, şehir yenilenmesi bence işin doğru Türkçesi.
Peki neden böyle ifade edilmiyor? Bu da bizim Türkçe ifade zaafımızın ne noktalara geldiğini gösteriyor.
“Kent”e “–sel”i ekledik, kentle ilgili, şehre has demek istedik. Peki, “dönüşüm” neyin nesi? Dönüşüm, “şekil veya hal değiştirme, tahavvül, istihale, transformasyon” anlamlarını karşılıyor.
Bir de inkılap, devrim demek. Her halde bu ikinci mana kastedilmediğine göre, transformasyon, tahavvül, istihale kastediliyor olmalıdır.
Farsça “şehir” yerine, öztürkçecilik yapıp “kent” dedik. Peki “kent” Türkçe asıllı bir kelime mi? “Kend” ipekyolu güzergâhında bir zamanlar yaygın olan dillerden “Soğdca”ya mahsus bir kelime. Bize Farsça üzerinden geçmiş. Fakat bugünkü manasıyla değil. Hâlâ Azeriler “kent” denilince “köy” anlar.
Şimdi şehirle, şehircilikle ilgili terimleri, mimarlarımız ve “kentbilimci“lerimiz (yani şehircilerimiz) “kent” kelimesinden yapıyorlar. Biz şehirlerde yaşıyoruz, fakat şehirlerimizle ilgili kent terminolojisi ile amel ediyoruz. “Kentsel dönüşüm“ü anlamaya çalışırken, şehir kelimesi ile yapılan terimlerin anlaşılabilirliği karşısında kentli terminolojinin muğlâklığı dikkatimi çekti.
Mimarlık Sözlüğü’nde (Doğan Hasol) “Şehir yenilemesi, şehir planlaması” kavramları yer alıyor. Bunlar “kent planlaması, kent yenilemesi” olarak da ifade ediliyor. Kent yenilemesinin, şehir yenilemesinin “kentsel dönüşüm” demek olup olmadığını biraz düşünmek lâzım galiba.
Bu terimler ortada dururken kim uydurdu “kentsel dönüşüm”ü Bağlamı olmayan, dolayısıyla da anlamı oturmayan bu terimleştirme kimin eseri ki, bizim ulaşabildiğimiz şehircilik ve mimarlık sözlüklerine henüz girmemiş? Buna rağmen de dillerden düşmüyor. Dil, dil alanı dışında dönüşüme uğratılıyor!
D. Mehmet Doğan