Kültür

İstanbul’un Fethinin İlk İşareti: Anadolu Hisarı

* Yahya Kemal Beyatlı

Anadolu Hisarı’nda bir gün geçirmek, Türk ruhunu derinlemesine anlamak için bir fırsattır. Güzelce Hisar, Göksu, Otağ Tepesi gibi isimler, Anadolu’nun tarihini ve kültürünü yansıtan canlı resimler gibidir.

Güzelce Hisar, zamanla yerini Anadolu Hisarı’na bırakmış olsa da, hala Anadolu’nun kendine özgü zevkini yansıtır. Göksu, hayal meyal bir kelime olarak geçmişi çağrıştırırken, Otağ Tepesi fetih döneminin canlı bir sahnesi gibi göz kamaştırır.

Göksu vadisinden Boğaziçi’ne ilk gelen Türklerden İstanbul’un fethine kadar, bu köy stratejik bir hisar olarak hizmet etmiştir. Yıldırım Bayezid ve oğulları Murad ile Fatih gibi kahramanlar, bu kulelere gelip gitmiş, fetih yılında ise köy, kahramanlık çağının zirvesindeydi.

1452 baharında genç Fatih, Hisar’a sık sık gidip gelmeye başladı. Mart ayında, Balta Oğlu Süleyman Bey’in donanması ve binlerce gemi Hisar önünde toplandı. Fatih, paşaları, beyleri ve mimarbaşılarıyla birlikte karşıya geçerek Boğazkesen Hisarı’nın temelini attı.

Bizans İmparatoru Konstantin, karşı koymaya çalışsa da, genç Fatih’in kararlılığı karşısında başarılı olamadı. Anadolu’nun dört bir yanından gelen destekle Hisar hızla yükseldi ve Ağustos ayında tamamlandı. Halk arasında, bu hızlı inşa süreci nedeniyle Hisar’ın kırk günde bittiğine inanılırdı.

Hisar tamamlandıktan sonra içine toplar yerleştirildi ve Fatih, ilkbahar hazırlıkları için Edirne’ye gitti. O yıl, Anadolu Hisarı’nın son kahramanlık yılı oldu. Karşı kıyıda yükselen Rumeli Hisarı’nı gördü, ardından İstanbul’un fethine tanıklık etti.

Hisar’ın yakınındaki iskele kahvesinde otururken, fetihten önce de bu manzaranın benzer olduğunu düşündüm. İhtiyarlar abdest alıyor, çocuklar oyun oynuyor, kahvehanelerde sohbetler ediliyordu. O günlerde de insanlar, tıpkı benim bugün gazete beklediğim gibi, İstanbul kuşatmasının haberlerini bekliyorlardı.

Fetihten sonra Hisar, kahramanlık çağını geride bırakarak bir sayfiye yerine dönüştü. Zaman Göksu gibi ağır akarken, Hisar saz sesleri ve şenlik günlerinde atılan top sesleriyle doldu.

Bu köy, hala fetihten önceki gibi Müslüman ve Türk yaşantısını sürdürüyor. İstanbul’un fethi, bir kadının gençlik anılarını hatırlaması gibi, burada yaşayanlar için canlı bir hatıra olarak kalmıştır.

* * *

Bu metin, kıymetli Türkistan Birliği okuyucuları için şâyân-ı tavsiye telakki edildiğinden Türk Alemiyiz websayfasından iktibas edilerek nazar-ı dikkatinize takdim edilmiştir. Muhtevası ve paylaştığı fikirler tamamen yazarına aittir.

İlgili Gönderiler

1 / 19