Medeniyetimiz

İran’da Türkçe

*Meryem Aybüke Sinan

İran sosyolojik manada kaynayan bir ülke.
İran demografisi homojen bir ülke değil. Ülke nüfusunun yarısına yakını Türk soylu topluluklardan meydana geliyor. İran, Türk nüfusun sayısını verme noktasında da ketum bir görüntü içinde ve Güney Azerbaycan Türklerini ısrarla “Azeri” olarak tanımlıyor.
“Azeri” kelimesi işlerine geliyor zira “Azeri” Pehlevicenin orta kolu olarak düşünülüyor. Yani onlara göre Azeri, Farisi kökenli bir topluluk ve asla Türk değil!
Azerbaycan Türkleri ise bu ifadeyi şiddetle reddediyor.
Güney Azerbaycan Türkleri kendilerini “Türk” olarak kabul ediyor hakikaten tarihî ve sosyolojik gerçekler de bunu tasdik ediyor. Ülke nüfusunun yarıya yakını başta Azerbaycan Türkleri olmak üzere, Türkmen, Kaçar, Kaşkay, Avşar, Kazak, Karapapak ve Halaç Türklerinden meydana geliyor.
İran’daki Türk topluluklarının çok farklı sıkıntıları var ve en başta da asimilasyon geliyor. İran’daki Türk soylu topluluklara karşı yürütülen asimilasyon çalışmaları yeni değil aslında. Bu baskılar rejim öncesindeki Şah Rıza Pehlevi devresi dâhil, Pehlevi hanedanlığının önceki yıllarına kadar uzanıyor.
Azerbaycan Türkleri, uzun yıllar siyasi manada devlette temsilci bulundurup devlet idaresinde yer almaları sebebiyle Türk topluluklarına nazaran daha iyi bir saha bulsalar da kendilerine ait okulları yok mesela!
İran’da Türkçe eğitim yapmak yasak!
Türkçenin yasak olduğu ülkede bahsi geçen topluluklar her türlü zorbalık ve engellemelere rağmen ısrarla kültür ve dilini korumaya devam ediyor.
Türklerin etnik unsur olarak bu ülkenin ana topluluklarından birisi olması, geçmişinde bu ülkeyi idare eden hanedanların da Türk olması dahi Mollaları yumuşatmıyor zira korkuları çok büyük! Bazen meydanları, bazen stadyumları, bazen edebî metinleri dolduran talepleri duymuyor, anlamıyor ve görmezden geliyorlar.
En enteresan, en manasız ve en korkunç olanı nedir biliyor musunuz?
İran’da Ermenilerin okulları var ve bu okullarda “Ermenice” eğitim yapılıyor! Yani ülkede Farsça ve Ermenice dışında herhangi bir dille eğitim yapmak yasak! Ülke nüfusunun yarısını meydana getiren Türkler kendi dillerinde “Türkçe” eğitim yapamıyorlar.
Bu husus on yıllardır bilhassa Azerbaycan Türklerinin haklı tepkisini çekiyor. Geçtiğimiz günlerde oynanan futbol müsabakasında karşı karşıya gelen ünlü Türk futbol takımları Şams Azar ile Traktör sahaya inince tribünlerde bu takımlardan ziyade Türkçe eğitim veren medreselerin kurulması yönünde tezahüratlar yapıldı. En bilindik ve en tanındık ortak tezahürat ise şuydu: Türk dilinde medrese, olmalıdır herkese!
Bu ifade, hiç kuşkusuz bir milletin önlenemez millî şuurunun uyanmasıdır ve bu saatten sonra geriye dönüşü de yoktur. İran’daki Türkler Türkçe eğitim veren okulların kurulmasını haykırıyor. Aslında dünyadaki bütün Türkler şu soruyu kendilerine sormalıdır: Ermenilere kendi dillerinde eğitim var da Türklere niye yok?..
Gerek Traktör gerekse de Şams Azar taraftarları aynı haklı noktada bu gerçeği haykırıyorlarsa bütün Türk milleti bu haklı haykırışa destek olmalıdır. Bu taraftarlar zaten duygularını bir de şöyle haykırıyorlar: “Bakü, Tebriz, Ankara/Biz hara, Farslar hara?
Güney Azerbaycan Türklerinin en büyük şairi Muhammed Hüseyin Şehriyar “Türk’ün Dili” adlı şiirinde bakınız ne diyor:
“Türk’ün dili tek sevgili, istekli dil olmaz
Özge dile qatsan, bu esil dil, esil olmaz
 
Öz şe’rini Farsa-Areba qatmasa şair
Şe’ri oxuyanlar, eşidənlər, kesil olmaz
Fars şairi çok sözlerini bizden aparmış
“Sabir” kimi bir süfreli şair, pexil olmaz”
…..
Kesil: Tembel
Pexil: Kıskanç
Aparmak: Almak, çalmak
Özge: El, yabancı
Süfre: Azık
Esil: Asil

İlgili Gönderiler

1 / 48