TarihZaferlerimiz

İkinci Kosova Meydan Muhârebesi

T

ürklerin Avrupa’daki ilerleyişini durdurmak için, Hıristiyan devlet ve milletler, her mağlûbiyetin ardından yeni ittifaklar kuruyorlardı. Osmanlı Sultanı İkinci Murâd Han (1421-1451) devrinde, 1444’teki Varna mağlûbiyetinin öcünü almak gâyesiyle Macar Kral Nâibi Hunyadi Yanoş, Almanya, Polonya, Romanya ve diğer ülkelerden doksan bin kişilik ordu topladı.

  1448’de Osmanlı Devletine tâbi Sırbistan’a giren Hunyadi Yanoş’un kumandasındaki müttefik kuvvetlerin, buraları işgâl haberi üzerine, İkinci Sultan Murâd Han, süratle harekete geçti. Anadolu’daki Karamanoğulları Beyliğinden ve Sırbistan’dan yardımcı kuvvetler alan Sultan Murâd Han, Ekim 1448’de Kosova’da düşmanla karşılaştı. İki ordunun mevcudu da eşit durumda olmasına rağmen, Osmanlılar devrin en üstün ateşli silâhlarına ve topa sâhipti.

  Müttefik ordusu ağır zırhlı olup, çeşitli milletlerden meydana geliyordu. Türkler ise muhârebe eğitim ve tecrübesi ile üstün taktik kâbiliyet vasıfları yanında, sarsılmaz bir îmân birliği içindeydiler. Sultan Murâd Han, Türk-İslâm an’anesi gereğince, muhârebeden önce sulh teklif etti. Sulh, Haçlı taassubu ile red edilince, düşman ordusu hakkında bütün bilgileri değerlendirerek, harp nizâmı aldırdı.

Savaş Taktiği

  Osmanlı ordusunun merkezinde İkinci Sultan Murâd Han, sağ kolda Rumeli Beylerbeyi Turahan Bey, sol kolda Dayı Karaca Paşa bulunuyordu. Öncü kuvvetler, Akıncı Beylerinden Hızır Bey, Îsâ Bey; ihtiyat da Sinan Bey kumandasında toplanmıştı. Hunyadi Yanoş’un kumandasındaki müttefik ordusunun sağında Macarlar, Sicilyalılar, sol kolda da Almanya, Polonya, Romanya kuvvetleri vardı.

  17 Ekim 1448 târihinde Hunyadi Yanoş, zaferden emin bir şekilde taarruzla muhârebeyi başlattı. Müttefik askerler, coşkuyla hücum etmesine rağmen, Türkler karşısında birinci gün üstünlüğü sağlayamadılar. Türklerin geri çekileceğini uman Hunyadi Yanoş, ikinci gün öğleyin başlatılan taarruz da netîcesiz kalınca, gece baskınına teşebbüs etti, fakat başarılı olamadı.

  Muhârebenin üçüncü günü olan 19 Ekim sabahı başlayan taarruzda, Osmanlı ordusu sahte ric’at (geri çekilme) taktiğini tatbik ederek, mukâvemet etmeden geri çekildi. Sağ ve sol kollar açılarak, müttefiklere Osmanlı merkez kuvvetleri hedef tâyin ettirildi. Türklerin kaçtığını zanneden Haçlı ordusu zafer kazandık hissiyle şuursuzca merkez istikâmetine ilerledi.

  Merkez safha safha geri alınırken, düşmanın iyice dağıldığı tesbit edilince, karşı taarruza geçildi. Merkeze giren düşman kuvvetleri, yandan ve geriden sarıldı. İyice çevrildiğini anlayan Haçlılar, ümitsizce bir an karşılık verdiler ve kaçmaya başladılar. Önceden kaçanlar ve geri çekilenler dışında Haçlılar muhârebe meydanında imhâ edildi.

  Sultan Murâd Han, zaferin sonunda Cenâb-ı Hakk’a hamd edip şükür secdesine vardı. Bu cenkte şehâdet mertebesine kavuşan 4000 şehidin cenâze namazlarını kıldırıp defnettirerek aziz ruhlarına Fâtihalar hediye eyledi.

  İkinci Kosova Meydan Muhârebesi netîcesinde, Türklerin Balkanlardan atılamayacağı kesinleşince Avrupalılar taarruzu bırakıp, müdâfaaya geçtiler. Balkanlarda başlatılan menfaat mücâdelesi, hoşgörü ve adâlet prensiplerini tatbik etme siyâsetince Osmanlılar lehine netîcelendi.

 

Kaynak

İlgili Gönderiler

1 / 63