Dil ve EdebiyatTürk Dili

Hesap mı? Matematik mi?

E
skiden, mekteplerimizde hesap ve hendese dersleri okutulurdu. Sonra bir zaman geldi, ortaya birileri çıktı, “Ancak Lâtince-Yunanca Kelimelerle konuşursak, medenîleşiriz. Batı seviyesine ulaşırız!” iddiasında bulundu. Bunlara Nev Yunanîler denildi. Nev Yunânîler yâni Yeni Yunancılar “hesap” ve “hendese” kelimelerini dilimizden çıkarıp attılar. Yerine Yunancadan iki yeni kelime aldılar, “aritmetik” ve “geometri”!

“Hesap” yerine “aritmetik”, “hendese” yerine “geometri” dediler.

Halbuki “hesap-hendese” kelimeleri sâdece Türkiye Türkleri arasında değil bütün dünya Türkleri arasında konuşulan bilinen sevilen kelimelerdendi.

Meselâ Azerbaycan Türkleri de Uygurlar da bizim gibi “hesap” diyorlardı. Şimdi de “hesap” diyorlar. Türkmenler “hesap” diyorlar. Tatarlar ve Özbekler ise “hisap” diyorlar. Kazakların ve Kırgızların hesabında “h” harfi düşmüştür. “Hesap” “esep” olmuştur.

Türkçede (h) harfi ile başlayan kelime olmadığı için bazı Türk toplulukları hesaba esep demişlerdir.

Bizde “hesap” kelimesinin hesabını görmek isteyenler, sâdece okul kitaplarında başarılı oldular. “Hesap” yerine matematik dersleri okuttular. Ama güzel Türkçe’mize deyimler hâlinde giren, veya atasözlerimize karışan o güzelim “hesap” kelimesinin yerine Yunanca’sını koyamadılar. Halk tutmadı! Meselâ halkımız milletimiz, “hesaplaşmak” yerine “aritmetikleşmek” demedi.

“Hesap etmek, hesap vermek” yerine “aritmetik etmek, aritmetik vermek” denilir mi hiçi? “Hesapsız kitapsız” yaşayanlar, “hesap gününden” korkmayanlar boşuna yoruldular. “Hesap tutmayanların” hesapları boşa çıktı. Nev Yunânîlerin aretmetikleri iyi idi, ama onlar hesaplarının şaştığını gördüler. Onlar aritmetik günlerine sâdece okullarda katıldılar.

“Ebcet hesabı” yerine, “ebcet aritmetiği”, “parmak hesabı” yerine “parmak aritmetiği” diyemediler. Onlar “hesapsız kitapsız” adamlardı. Milletimiz onlara “aritmetiksiz, betiksiz” adamlar nazarıyla bakmadı. Onlara yine “hesapsız, kitapsız” adamlar dedi. Onların “ince hesaplı” olduklarını çok iyi anladı.

Türkçe’mizin inceliklerini bilenler, atasözlerimize kadar giren “hesap” kelimesinin “aritmetik” kelimesiyle değiştirilemeyeceğini onlara anlatmaya çalıştılar. Nev Yunânîler’in bulunduğu toplantılarda, şu atasözlerimizi yüksek sesle söyleyenler çok oldu. 

– Hesap bilmeyen kasap, elinde ne satır kalır ne masat.
– Hesap ettim kitap ettim, alt çenesi eksik geldi.
– Hesabı pak olanın yüzü ak olur.
– Hesabın büyüğü küçüğü olmaz.
– Yanlış hesap Bağdat’tan geri döner.
– Evdeki hesap çarşıya uymaz.

Milletimiz Türkçe’miz üzerinde hadsiz hesapsız kötülükleri olanların hesabını hesap gününden önce gördü.

 Yunanca hayranları “Yanlış matematik Bağdat’tan geri döner” diyemediler.

“Evdeki matematik çarşıya uymadı”, sâdece hesap derslerinin adını değiştirmede başarılı oldular. Daha da ileri gidemediler.

Türkçe hesabımız pak olduğu müddetçe yüzümüz hep ak olacaktır.

Yavuz Bülent Bakiler

Kaynak

İlgili Gönderiler

1 / 128