MakalelerMedeniyetimiz

Gurbette Üç Osmanlı Beyzadesinden Üç Hatıra

Y

akın tarihimizin son canlı şahitleri ile Londra’da buluştuk.  Bahaddin Sami (1906), Fethi Sami (1912) ve Mahmud Sami (1925) Efendiler tarihe ışık tutacak ilginç konulan dile getirdiler.

Kendileri ilerlemiş yaşlarına rağmen bizi Londra’da bir otelin lobisinde kabul ederek, Osmanlı geleneklerine göre büyük bir nezaketle karşıladılar.
Abdülmecid Han’ın kızı Mediha Sultan’ın torunları olmaları sebebiyle “Beyzade” olarak  biliniyorlar.  Mediha Sultan, babalarının annesi olduğu için “Şehzade” değiller.
1924 yılında saltanatın kaldırılmasıyla bunlar da aileyle birlikte “malum akıbete”  uğradılar. Bahaddin Sami ve Fethi Sami Efendiler İstanbul Boğazında bugünkü Baltalimanı Kemik Hastanesi olarak kullanılan binada doğdular.
1’ci Hatıra Bahaddin Sami Efendi’den 
Padişah İyi Bir Nişancıydı 
-Birgün San Remo’da (İtalya) silah atışı müsabakası vardı. Padişah atış yapmayı da severdi. Biz de katıldık yarışa. Avcı İtalyanlar başladı atış yapmaya. Pek çoğu hedefi tutturamıyordu. Bu sırada Sultan Vahdeddin belinden çıkardığı tabancasıyla tak… tak… hedefe isabet ettirerek hem de isminin baş harfini yazdı. Bunu seyreden İtalyanlar bir anda şaşkına döndü. “Kim yahu bu yaşlı sakallı adam, nereden çıktı?” demeye başlamışlardı. Padişah çok iyi bir nişancıydı.  

2’ci Hatıra Mahmud Sami Efendi’den
Abdulhamid Han Köyü

– İngiltere’de BBC’de çalışıyordum. Haber için görevli olarak Kenya’ya beni gönderdiler. Orada on yıl gibi uzun süre çalıştım. Birgün bir köyden geçerken köyün ismini okudum “Abdülhamid” yazılıydı. Merak edip köyün içine gittim. Bu ismi nereden aldıklarım sordum. Köye bizzat Abdülhamid Han’ın emriyle bir cami yaptırılmış. Caminin ve köyün adı da Abdülhamid olmuş. Camide Cuma günleri o günden beri hutbeler Abdülhamid adına okunuyormuş. Kendimi tanıttım. Beni koklayıp öpmüşlerdi. Ben de ağladım, cami imamı da yanımızdakiler de… Çok duygulanmıştım. Ama maalesef onun adı şimdi çamurda sürükleniyor.
3’cü Hatıra Fethi Sami Efendi’den

Dehalar Hanedanı
-Fransa’da ünlü bir okulda hocalık yapmaya başladım. Bir Pazar günü okul yöneticisi geldi. “Önümüzdeki Pazar  bir yere gitmeyin   ünlü  bir tarihçi gelecek” dedi. Bu tarihçi “tarihte geçen hanedanlar” konulu bir konferansı yaptı. Konuşmacı Avrupa’daki hanedanlardan bahsettikten sonra sıra Türk hanedanlığına geldi. Sıra Osmanlıya gelince:
 “Efendiler iyi oturun size büyük bir sürpriz olacak” dedi. Arkasından “Avrupa’da 12 dahi vardı. Osmanlı’da ise Osman Gazi’den son Padişah’a kadar hepsi dahi idiler. Avrupa’da papazlardan hiçbirisi okuma yazma bilmediği zaman Türk Sultanı Beyazıd 3 lisan biliyordu ” dedi. 
Bunu duyunca herkes bir anda şaşırdı. Okulun tarih hocası bu sırada sinirlendi, fakat hiç kimse bir şey söylemedi. Sonra müdür beni odasına çağırıp konferans veren tarihçiye takdim edince şaşkınlıktan elindeki kitapları yere düşürdü… Belki de benim orada olduğumu bilseydi böyle konuşmazdı.
 
Kaynak: Tarih Düşünce

Mustafa Köker

Kaynak

İlgili Gönderiler

1 / 242