G
ökmedrese IV. Kılıçarslan’ın oğlu III. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde Vezir Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından, 1271 yılında yapılmış, şehrimizin önemli bir kültür ögesi, tarihi yapısı ve sanat eseri olmuştur. Geçtiğimiz yıllarda kapsamlı bir restorasyon akabinde halkın ve turizmin ziyaretine açılmıştır. Şu an daha çok turistik bir amaçla kullanılan medresenin giriş kapısı ve iç kısımlarındaki ince ustalık işleri başta turistler olmak üzere ziyaretçilerde hayranlık uyandırmaktadır.
Yapıldığı dönem ve devamındaysa bu medrese, başta din ilimleri, hukuk ilimleri ve beşerî ilimlerin tedrisi için kullanılmıştır. Kendi emsalleri içerisinde işçiliği sebebiyle önemli bir yere sahip olan bu medresenin yapımında kullanılan sanat ve ustalık, Selçuklu’nun ilme ne kadar önem verdiğinin somut bir nişanesidir. Şöyle ki, bu muazzam eserde yer alan kıymetli süsleme, kakma, oyma ve kabartma gibi çok ince işçilik ve uğraşının ortaya koyduğu estetiğin, ancak ilme ve ilmin gelişmesine layık olacağı düsturu ile ilişkili olabileceği düşünülmektedir
Bu sebeple, şu an turistik maksatlı kullanılan bu eserin bir nebze de olsa “tedrisat” fonksiyonuna katkı sunması maksadıyla, Üniversitemizde yer alan lisans üstü eğitimlerinin uygun olanlarının, bu medresede yer alan ders odalarında icra edilmesi sağlanabilir.
Bu çerçevede, başta din ilimleri, hukuk, fen ilimleri ve beşerî ilimler üzerine çalışan lisansüstü programlarının en az bir derslerini Gökmedrese’de işlemesi sağlanabilir.
Bu odalar, 20 kişilik olacak şekilde tefriş edilecek ve ders konuları önceden ilan edilerek eğer isterlerse bu derslere şehirden insanların da katılması sağlanabilecektir. Böylece hem bu muazzam eserin yapılış gayesine dönülmesi sağlanırken, aynı zamanda şehrimizde edebiyat, tarih, sanat, din, sosyal bilimler vs. gibi alanlara ilgi duyan kişilerin de bu derslerden faydalanması sağlanarak şehrin ilmi gelişimine katkıda bulunulabilecektir.
Gökmedresenin iç planı
