u yazımızda, yabancı asıllı olmayan, fakat dil hususunda son derece bilgisiz kimseler tarafından lisanımızdan atılmağa çalışılan bazı Türkçe kelimeler üzerinde duracağız.
Güzel Türkçemizde bugün sâdece “neden” kelimesiyle ifade edilmeğe çalışılan şeyler bundan önce, “yüzünden, dolayısıyla, yol açtı, münasebetiyle” gibi zemin ve zamana uygun kelimelerle anlatılırdı.
Hemen belirtmeliyiz ki bunlardan ilk üçü su katılmamış Türkçe kelimelerdir. Meselâ bugün kulağımıza çok çirkin gelen “sis nedeniyle vapurlar işleyemedi” cümlesi, vaktiyle “sis yüzünden vapurlar işleyemedi” şeklinde söylenirdi.
Ancak, bir sual sorulduğu zaman kullanılması yerinde! Olabilecek neden kelimesi sebep ile birlikte bir takım Türkçe kelimelerin de dilimizden silinmesine yol açmak suretiyle hem kakafoniye, hem de lisanın ifade kudretinin azalmasına sebebiyet vermektedir.
Uydurma yaşam (paşam gibi) ve yaşantı (kaşıntı gibi) kelimelerinin tamamen Türkçe olan yaşama ve yaşayış’ı ortadan kaldırmalarına izin vermek, dile ihanet olur. Meselâ, “insan yaşama arzusunu kaybetmemeli” veya “yaşayış tarzı çok sâde ve basit bir ailedir” şekillerindeki cümleler, Türkçenin değişik ifâde zenginliğine iki küçük misal olarak gösterilebilir.
Son yıllarda kulağımızı tahriş eden bir diğer kelime de Türkçe olmakla beraber, diğer Türkçe kelimeleri atmaya çalışan “tüm”dür. Hâlbuki kulağa çok hoş gelen bütün kelimesi özbeöz Türkçedir. Meselâ “bütün kalbimle vatanıma bağlıyım“, ‘tüm kalbimle vatanıma bağlıyım” cümlesinden çok daha iyidir. Kaldı ki bütün sözü, bütün bütün veya büsbütün şekillerinde de kullanılabilir. Meselâ, “işler bütün bütün bozuldu” yahut “adam büsbütün zıvanadan çıktı” cümlelerinde bütün’ün mânâsı daha da kuvvetlendirilmiştir.
Sayısal uydurma bir kelimedir; ama sayıca düpedüz Türkçedir. “düşmanı, sayıca üstünlüğüne rağmen yendik” demek varken “düşmanı sayısal üstünlüğüne karşın yendik” diye bir cümle kurmak, ancak dil zevksizliğinden ve züppeliğinden ileri gelebilir.
Günümüzde birçok kimsenin, Türkçe sanarak, tamamıyla yanlış bir şekilde ve üstelik Arapçanın tesiriyle kullandıkları diğer iki kelime de “aniden” ve “ayriyeten”dir. Bunlardan ilkini, ya kaidesine uyarak ani şeklinde söylemek veya ansızın yahut anında olarak ifade etmek gerekir.
Ayriyeten ise, Türkçe olan ayrı kelimesine! Bir “ca” eki getirerek, ayrıca demek suretiyle iş kökünden halledilmiş olur. “ayrıyeten beni çağırmadı” kulağa hoş gelmeyen yanlış bir uydurma iken “ayrıca beni çağırmadı” kulağı bozmayan doğru bir Türkçe cümledir.
Başta tv spikerleri olmak üzere bugün pek çok kimsenin kullandığı uydurma kırsal kelimesinin Türkçe karşılığı kırlık‘ tır.
Yakandan beri verdiğimiz şu üç beş misâl, yüzde yüz Türkçe olan kelimelerin bile, dil cahilliği yüzünden atmaya kalkanların lisanımızı nasıl fakirleştirdiklerini okuyucularımıza bir defa daha göstermiştir sanıyoruz.
Prof. Dr. Orhan F. Köprülü