Dil ve EdebiyatTürk Dili

“Boğa” Vezninden “Doğa ve Doğallık” Garabeti

T

abiat kelimesi yerine “doğa”, tabiî yerine “doğal” getirilmek isteniyor. Doğa ve doğal kelimeleri, şekil bakımından olduğu kadar mefhûm bakımından da yanlış olan kelimeler için iyi bir örnek teşkil etmektedir.

Bir kere dilimizde nisbet ifâde eden “-I” diye bir ek yoktur; “-sal, -sel” ve “al, -el” nisbet ekleri de mevcut değildir. Doğa kelimesi doğmak fiilinden “-a” eki ile yapılmış bir kelimedir. Bu “-a” ekinin ne olduğu açık olarak belli değildir.

Fiil köklerine getirilen “-a” eki zarf – fiil (koş-a koş-a) veya istek (yaz-a) eki olabilir. Birkaç kelimede görüldüğü gibi, fiilden isim yapma eki de olabilir. Fakat, işlek bir ek değildir. Hatta işlek bile sayılamaz. Kalıplaşmış şekilde birkaç kelimede bulunan cansız bir ektir. Halbuki, bir dilde yeni kelimeler ancak, canlı (işlek) eklerle yapılabilir.

Doğa kelimesi şekil yönünden olduğu gibi mefhûm yönünden de yanlıştır. Çünkü, Türk milletinin inanışına göre, tabiat kendi kendine meydana gelmemiş, doğmamış yaratılmıştır. Durum böyle olunca doğa değil “yaratıla” demek gerekir.

Tabiatın ayrıca “huy, mizaç” mânâsı da vardır, bunu “doğa” hiç karşılayamaz. “Tabiî” kelimesinin de “tabiate mensup” ve “normal” olmak üzere iki mânâsı vardır. Şeklen yanlış olan doğal, “normal” in karşılığı olamaz. Başka dillerde meselâ Fransızcadaki gibi mefhûm olan “natürel” ve “normal“i “doğal” ile karşılamak mümkün değildir. Doğal kelimesini “tabiata mensup” mânâsından ayrı olarak “normal” için de kullananlar, iki defa yanlış yapıyorlar demektir.

Prof. Dr. Faruk K. Timurtaş

Kaynak

İlgili Gönderiler

1 / 128