Medeniyetimiz

Cihan Harbi’nden Bir Hatıra: “Sen Namaz Kılar mısın Oğlum?”

resim

B

irinci Cihan Harbi’nde yaralanan Yüzbaşı Selahattin, savaş sonunda
tedavi için İstanbul’a geldiğinde hastanedeki tedavisiyle ilgili şunları anlatıyor:

“…Başhemşirenin söylediği Alman doktor, Sultan Abdülhamid’in
özel hekimi bir profesörmüş. Adam beni muayeneye başladı. Baştabip Viting
Paşayla Dr. Murat Bey de geldiler. Adam karnımı muayene etti. Bir noktaya
vurunca ben zıpladım. Aynı şeyi üç defa yaptı.

– Evet, dedi.

Sonra yanağımı okşadı:

– Geçmiş olsun küçük!

Ve gitti.

Yarım saat sonra bana sıcak su dolu bir lastik torba
getirdiler. Karnıma koydular. Uyumuşum. Bir de gözümü açtım ki sabah olmuş,
herkes kahvaltısını ediyor. Benim uyandığımı gören bütün koğuş arkadaşlarım
beni kutladılar. Doktor Murat Bey bana müshil verdi. Müshil etkisini gösterdi.
O akşam hararet 37.5 ve ertesi sabah 36’ya düştü.

Hastanede altmış gün kadar kalmıştım. Bir akşam taburcu
edildim. Bizim koğuşun altı, cenazelerin durduğu yerdi. Her gün hastanede
yüzlerce insan ölür, imam iki üç saat süren cenaze namazlarını bizim koğuşun
altında kılar, ben de uykusuz ve uyanık olduğum için bunları her sabah
dinlerdim. İlk ayağa kalktığım gün balkona çıkıp musalla taşına bakmıştım.
Hayat ne garipti. Ölmemiştim.

Hastaneden bir arabayla Kadıköy iskelesine hareket ettim.
Beş ay önce ne umutlarla bıraktığım İstanbul’da 
Galata köprüsünü ezik bir ruhla, yenik bir ordunun subayı ve tepelenmiş
bir ulusun evlâdı olarak geçiyordum. Beni götüren erin koluna dayanmış, büyük
bir hüzün içinde köprüye ve denize bakıyordum. Nefer koluma girip beni Kadıköy
vapuruna götürürken yanımdan geçen Rum palikaryalar eğlenerek bana bakıyorlar,
alay ediyorlardı.

Vatanda garip olmuştuk.

Emine’nin oturduğu eve geldim. Kapıyı çaldım. Hepsi
şaşırdılar.

Evde çoluk çocuk kalabalıktı. Ablalarımın çocukları
büyümüştü. İlhami’yle Bedia beşer yaşında, Fadıla iki yaşında, Meliha bir
yaşında… Ablam Emine, büyük ablam Feyziyap, eniştem Tevfik Beyle kucaklaştık.
Yukarda sokak üstündeki odayı bana verdiler.

Haftada bir gün Gülhane Hastanesine gidiyordum. Bir gün
Viting Paşa beni görmek istemiş. Yanında zamanın Harbiye Nezareti Sıhhiye Reisi
Hayrettin Paşa vardı.

Viting, beni gösterdi:

-İşte bu!

Yatırdılar, muayene ettiler, kurşunun girdiği ve çıktığı
yere baktılar. Hayrettin Paşa, bana:

-Oğlum sen namaz
kılar mısın?

-Evet.

-Yat kalk Allah’ına
dua et! Seni fen değil, Allah kurtarmıştır.”

 

Kaynak: Yüzbaşı
Selahattin’in Romanı- İlhan Selçuk

İlgili Gönderiler

1 / 48