Kafkasya - Kırım

Şeyh Şamil’in Yurdu Kafkasya’nın Bugünü

K

resim

aradeniz ile Hazar Denizi arasında yer alan Şeyh Şamil’in yurdu Kafkasya’nın Türk-İslam tarihinde önemli bir yeri vardır. Tarihi çok eskilere dayanan Kafkasya’ya ilk İslami fetihler Hazreti Ömer zamanında başladı. Sürâka bin Amr komutasındaki Eshabı Kiram ordusu 643 yılında Dağıstan’ın Derbent şehrini fethetti. Bunu diğer fetihler takip etti.  
On dokuz-yirminci asırlar Kafkasya’nın kara günleridir. Şeyh Şamil’in dillere destan mücadelesi, Çarlık Rusya’nın işgali, daha sonra ise Komünist Rusya’nın zulmü neticesinde on binlerce insan öldü. Yüz binlerce insan Osmanlı coğrafyasına hicret etti. Bugün Türkiye topraklarının hemen her yerinde Kafkasyalı muhacir yaşamaktadır. Mesela Yalova’nın Güney (Reşadiye) Köyü tamamen Kafkasyalıdır. Sivas, Kayseri ve Kahraman Maraş’ta da Kafkasya’nın çeşitli bölgelerinden gelmiş  kimseler vardır. 
Sovyetlerin dağılmasından sonra Rusya bu bölgeyi hâkimiyeti altında tutmaya devam etti. Azerbaycan, Gürcistan gibi müstakil devletler kurulmasına imkân vermedi.
Biz de geçen hafta bir grup arkadaşla bu coğrafyayı ziyaret etmek, Müslüman kardeşlerimizle tanışmak, konuşmak, gelişmeleri yerinde görmek için; Dağıstan, Çeçenistan, Güney Osetya ve Pyatigorsk (Kuzey Osetya) Cumhuriyetleri’ne gittik. Pek çok köy ve şehirleri gezdik. Mektep, medrese, camiyi ziyaret ettik.  Din adamları ve kanaat önderleri ile tanıştık. Türk ve Müslüman olduğumuz için bize çok büyük alaka ve misafirperverlik gösterdiler. 
İlk Durak Dağıstan 
İki buçuk saat süren uçuştan sonra İstanbul’dan Dağıstan Cumhuriyeti’nin başkenti Mahaçkale’ye ulaştık. Mahaçkale sosyal, ekonomik ve ticari yönden aktif olup, nüfus bakımından Kafkasya’nın en kalabalık şehridir. Buradan kadim şehir Derbent’e geldik.  İlk önce tarihi İslam mezarlığındaki “Kırklar Kabristanı”nı ziyaret ettik. Kırklar denilen bu mezarlıktaki kabirlerin İslamiyet’i yaymak için buralara kadar gelip şehit olan Eshab-ı Kiram’a ait olduğu  ifade edilmektedir. Komünizm döneminde dahi tahrip edilmeyen, etrafı sur gibi duvarla çevrili, bakımlı olan bu kabristan bölge halkı özelikle Cuma günü çokça ziyaret edilmektedir.
Bundan sonra da 734 yılında inşa edilen Kafkasya’nın ilk muhteşem camisi “Ulu Cami”yi ziyaret ettik. Geçtiğimiz aylarda bu camiye gelen, Rus Lideri Putin’e Kuran-ı veren İmamla tanıştık.  
Yeniden Doğan Çeçenistan 
Çeçenistan’ın başşehri Grozni’dir. Çeçenler geçen asırlarda çok çile çektiler. Çarlık zamanında bir kısmı Osmanlıya sığındı. İkinci Dünya Savaşı’nda ise Stalin on binlercesini Orta Asya’ya sürdü. Bunlardan çoğu yollarda açlıktan öldü. Sovyetler dağıldıktan sonra Müslüman General Cevher Dudayev, diğer Türk cumhuriyetleri gibi müstakil bir cumhuriyet kurmak için Rus rejimi ile mücadeleye başladı. Bu savaşta pek çok Çeçen genç ile birlikte kendisi de hayatını kaybetti. Çeçenistan tamamen harabeye döndü. Savaş bittikten sonra Çeçen liderler Rus rejimi ile iyi bir diyalog kurdu. Çeçenistan yeniden inşa edildi. Şehrin meydanlarda Çeçenistan’ın harabe hali ile bugünkü modern hali halka teşhir edilmektedir. Bugün Çeçenistan’da onlarca bizim Selimiye Camii’ne benzeyen dört minareli cami ve mescitler inşaa edilmektedir. Yol boyunca, bütün sosyal tesislerde abdest alma yerleri ve mescitler vardır. Camiler özellikle Cuma günleri  dolup taşmaktadır.  Her sene yüzlerce hafız yetişmekte ve Vehhâbi gibi reformist cereyanlara göz açtırmamaktadırlar. 
İhlas Vakfı öğrenci yurtlarında kalarak Türkiye’de üniversiteyi bitiren iki öğrenci ile Çeçenistan’ın Argun şehrinde buluştuk. Ramazan ve Cebrail kardeşler bizleri çok iyi ağırladılar. Ülkenin bugünkü sosyal ve ekonomik yönünden çok memnun olduklarını ifade ettiler. 
Şirin Bir Cumhuriyet: İnguşatya 
İnguşatya bugün Rusya’ya bağlı Kafkas Cumhuriyetlerinden birisidir.  Başşehri Magas’tır. Günümüzde nüfusunun tamamı Müslüman’dır. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Çeçenistan’dan ayrılarak, müstakil cumhuriyet oldu. Modern temiz yol ve caddeleri, parkları, yeşil alanları ile dikkat çekmektedir.  Burada da Çeçenistan’da olduğu gibi dört minareli büyük camiler yapılmaktadır. Türkiye ve Türk halkını çok seven, sempatik, güler yüzlü Müftü Hacı Sagov başşehri gezdirerek bize çok önemli bilgiler verdi.  “Bir evliyanın irşadı ile İnguşlar’ın toptan Müslüman olduklarını, dünyada bunun ilk olduğunu bununla iftihar ettiklerini” söyledi. Ayrıca  Müftü efendi tarihte  ilk gökdelen kuleleri İnguşlar’ın yaptığını ifade etti.  Dağlarda hem gözetleme hem de ev olarak inşa edilen yüz metre yüksekliğindeki kulelerin bir numunesini de şehrin meydanında gördük.  
Yeşillikler Cumhuriyeti: Kabartay- Balkar 
Kabartay-Balkar Cumhuriyeti’nin başşehri Nalçik’tir, Türkçe “Nal” kelimesinden gelmektedir.  Kuzey Kafkasya’nın önemli merkezlerinden birisidir. Rusya’nın en yeşil şehirlerindendir. Rusya ve Avrupa’nın da en yüksek dağı  Elbruz Dağı (5 bin 642 m.) buradadır. Bu Cumhuriyet’in müftülüğünü ziyaret ettiğimizde, müftülük müşaviri Kayserili Selim Akbulak ile karşılaştık. Kendisi Çerkes olup, dedeleri bu bölgeden Kayseri’nin Yahyalı ilçesine göçmüşler. Otuz sene evvel Türkiye’den buraya gelerek akrabalarını bulmuş, burada evlenmiş. Bizleri görünce çok sevindi. Bölge hakkında geniş malumat verdi.  Kabartay’daki Müslümanların çok rahat ve huzur içerisinde olduğunu söyledi. 
Stratejik Bir Şehir Viladi Kafkas 
Viladi Kafkasya Rusya Federasyonu’na bağlı bir Cumhuriyettir. Başşehri Osetya’dır.  İçinde on iki ay suyu hiç kurumayan, billur gibi akan çayların geçtiği bir şehir. Şehrin ortasında, çayın kenarında çok zarif kubbeli bir camisi var.  Viladi Kafkas Müftüsü Hacı Murat Gasalov bize çok yakın alaka göstererek enteresan bilgiler verdi: “ Osetya stratejik bir konuma sahiptir. Bu yüzden Sovyetler zamanında haritada gösterilmezdi. Bölgeyi sıkı kontrol altında tutarlardı. Rusların hâkimiyetine girmeden önce halkın %90’ı Müslüman’dı.  Ruslar halkı zorla Hristiyan yaptı. Bugün halkın sadece %20’si Müslüman’dır. Ancak tekrar İslamiyet’e dönenler oluyor. Müslümanlar hergün artıyor. Cuma günleri caddeler cemaat ile doluyor. İkinci dünya savaşında Almaların bombalayarak tahrip ettiği tarihi bir camimiz bugün yeniden aslına uygun olarak restore edildi.” Dedi. Gerçekten muhteşem olan bu camiyi de ziyaret ettik. 
Son Durak Pyatigorsk (Beş Dağlar)
Pyatigorsk  Cumhuriyeti’nin başşehri de Pyatigorsk’tur. Bu isim beş dağ manasına gelir.  Şehir beş dağın eteğinde kurulduğu için bu adı alır. Mineral suları ve yeşillikler arasında çok güzeldir.  Bölge müftüsü Muhammed Hacı Rahimov Türkçe’yi de bildiği için kendisi ile güzel anlaştık.  Medreseyi, talebelerini ziyaret ettik. Yeni yapılan, Sultan Ahmet Camii’ndeki gibi mavi çinili, müftülüğünde içerisinde bulunduğu muhteşem cami ve külliyeyi gezdik. 
Sovyetler Birliği zamanında kapalı bir kutu gibi olan, kimsenin gidemediği, oradan kimsenin gelemediği Kafkasya’da Müslüman kardeşlerimiz bugün Türkiye’deki gibi; rahat ve huzur içerisinde yaşamaktadır. Komünizm zamanında insanların açlıktan öldüğü bölgede bugün çok modern ziraat yapılmaktadır. On binlerce dönüm yeni meyve bahçeleri,  üzüm bağları, sebze ve hububat, ayçiçeği, mısır ekilen araziler dikkat çekmektedir. Her türlü yiyecek, gıda bol miktarda vardır. 
Yakın zamanda Rusya Türkiye’den narenciye dışında başka zirai mahsuller ithal etmeyebilir. Ayrıca şehir ve köylerde binaların ve sosyal tesislerin her geçen gün modernleşmekte olduğu görülüyor.  Kafkasya’nın çeşitli yerlerinde çokça Türkçe isimlere rastlanıyor: Akçay deresi, Hoş Geldin köyü, Yarık Su ve Yan Dere…
Komünizmin çökmesiyle bu bölgenin insanları artık dini ibadetlerini rahat yapıyor, hacca-umreye gidiyor, her yıl yüzlerce cami inşa ediliyor. Ticaret ve seyahat hürriyetine sahipler. Türkiye Türkleri ile akrabalık, yakınlık bağlarından dolayı yeniden buluşmaya, kaynaşmaya başladılar. 
Bütün Kafkasya seyahatimiz boyunca bize rehberlik eden İhlas Vakfı Türk Dünyası Koordinatörü Numan Aydoğan Ünal ve ayrıca bölge hakkında çok faydalı bilgiler veren Derbent İslam Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Arif Saidov’a ve İslami İlimler Müşaviri Şahabettin Kerimov’a teşekkür ederiz. 

İlgili Gönderiler

1 / 36