MakalelerTürkistan

Amasya’dan-Türkistan’a Bir Eserat Hatırası

N

uri, Amasya’nın Akyazı köyünde doğdu. Birinci Cihan Harbinde asker oldu. Savaş esnasında Ruslara esir düştü. Ruslar binlerce Türk esiri ile birlikte Nuri’yi de Sibirya’ya gönderdiler. Nuri, esir kampında çok sevildiği gibi kampın dışında tanıştığı birçok insan tarafından da sevilmiş. Özellikle bölgede bulunan Türkistanlı görevlileri tarafından.

Bunlardan biri de, Nuri serbest kaldığında memleketine dönüyormuş, yol arkadaşı olmuşlar ve ciddi bir sıkıntı yaşamadan beraberce Sibirya’dan Özbekistan’ın Nemengan şehrine gelmişler. Oradaki Türklerle tanışmış. Nemenganlılar, Nuri’yi çok sevmişler.  “Kal, bizim çocuklara İstanbul Türkçesini öğret” demişler. Nuri o güzel insanların hatırlarını kırmamış; burada üç sene kalmış. O üç sene boyunca Türkçe öğretmenliği yapmış. Nemengan’da iken, Ege Bölgesinde Türk-Yunan savaşları yapılıyormuş. Nemenganlılar, yardım ekipleri kurmuşlar. Nuri de bu ekiplerin çalışmalarına katılmış.

Nemengan’da Nuri’ye bir belge verilmiş. Bu belge, öğretmen olduğuna dair “Şahadetname”imiş. Belgenin aslı, oğlu Cemal Uludağ tarafından unutulmaz bir hatıra olarak saklanmaktadır.

Nuri, Nemengan’dan ayrıldıktan sonra, Hazar Denizi sahiline geliyor. Gemi ile Bakü’ye geçiyor. Tiflis üzerinden Batum’a varıyor. Batum’dan, vapurla, Samsun’a varıyor; Samsun’dan da adım-adım Amasya’ya.

Nuri’nin Amasya’ya geldiğinden köylüler haber almış. Karşılamaya çıkmışlar. Hayatta olduğundan emin olmadıkları Nuri’nin böyle birden gelişi, hem çok heyecanlandırmış, herkesi çok sevindirmiş.

Nuri, bakmış karşılayanlar arasında simasını çıkardığı erkekler yok denecek kadar az. Yaşıtlarından, çocukluk arkadaşlarından ise, birkaç kişi var. On seneyi aşkın bir süreyi görmediği, koca bir delikanlı olmuş.

Nuri, başında kalpağı, üzerinde Kafkas elbiseleri ile adeta, geldiği yerin adresini veriyordu. “Anlaşıldı, benim ilk önce uğramam gereken yer belli oldu” dedi.

Ve kendisini karşılayan kalabalıktan ayrılarak, mezarlığa doğru yürüdü. Ne kadar hissettirmek istemese de ayakta durmakta zorlandığı belli oluyordu.

Ağlayıp rahatlaması için peşinden varan olmadı.

Nuri, mezarlıktan içeri girdi ve duvarının bir yerine yaslanarak, ellerini semaya doğru kaldırdı. Gözleri dolu dolu, orada ve yurdun her bir yerinde yatan, can ciğer yakınlarına, Fatihalar okudu, dualar etti. Sonra da, baba ocağının yolunu tuttu…

Nuri Uludağ’a Nemengan’da verilen muallimlik belgesinde şunlar yazılı:  


Can ve kan kardeşlerine fedakarca yaptığı hizmetlerinden dolayı “Nemangan Muallimler Cemiyeti” bu Efendiye (Alim zata) fevkalade teşekkür ve minnetlerini ifade eder. Sürekli gönüllerinden çıkarmayıp hatırda tutacaklarını beyan ederler. Türkün kudsi vazifesini elden bırakmayıp en iyi şekilde faaliyetlerinde devamı için sözümüz şudur: Sağolasın Nuri Efendi (Allah uzun ömürler versin)

Hem de bıkmadan-usanmadan halkını mutlu etmek için kudsi vazifesinde gösterdiği başarıdan dolayı Nemangan Maarif Cemiyeti işbu belgeyi Nuri Eyyubi Efendi’ye bir yadigar olmak üzere takdim eder.

                                                                                        Nemengan Muallimler Cemiyeti

İmzalar

Nemengan Muallimler Cemiyeti’nin Reisi: Muhammed Muradov

Fazlullah Muhammed

Nasreddin Kadiri

Gafur Kasım

Nureddin Kaşif

Osman Ekrem

Mirza Nimet Ağabekov (Cemiyet Başkatibi)

Bazı Eğitim Görevlileri: Hacı Gafur Mirzaoğlu

Öksüzler Mektebi’nin Muallimi: Ridvan

 

 

Metin Tekin

Kaynak

İlgili Gönderiler

1 / 242