ğer birisi, “Son bir yıl içinde en unutamadığın, en vurucu, en düşürücü, en rüzgârlı ve en ibretli sesleniş hangisiydi?” dese, hiç duralamadan, “Kırgızistan Ankara Büyükelçisinin geçtiğimiz Haziran’da Urfa’daki sözleri” cevabını verirdim.
Evet ya… Büyükelçi Medethan Bey, “Türk Kültüründe Karakeçililer” adlı milletler arası bilgi şölenindeki bu konuşmasıyle cümle yürekleri hoplatmış, gözleri yaşartmış ve asırlar süren buruk bekleyişleri çok yaman dillendirmiştir.
Bin sayfalık tarih maceramızı birkaç satıra; vukufla, ehliyetle, inanılmaz bir şiir kuvvetiyle sığdırabilmek sadece hüner değil, iki yaka insanındaki kırk türlü hasretlenişin yere göğe sığmaz çağrısını duyabilme, duyurabilme asaletidir.
Bakın, Medethan Bey ne diyor:
“Biz Kırgız Türkleri, siz Türkiye Türkleri kardeşlerimiz hakkında, ‘Onlar Büyük Aladağ’ın koynunda, Işık Göl kıyılarında Türk Ata’nın oğullarından çoğalmışlardır’ deriz. Binlerce yıl önce, sizler bu tarafa, Küçük Asya’ya, Avrupa’ya doğru yürümeye başladınız. Biz Kırgızlar, Kazaklar, hepimizin ana vatanı olan Aladağ’ı, ata yurdumuzu hiç kimseye vermedik, muhafaza ettik. Çinlilere de vermedik, Ruslara da vermedik. Sizin için sakladık. Ak karlı Ala-dağ sizin ata yurdunuz, Anadolu da hepimizin toprağıdır. Bin sene önce Küçük Asya’ya, Avrupa’ya doğru giden öz kardeşlerimizin, sizlerin arkanızdan; siz uzaklaşana, siz gözden kaybolana kadar durmadan bakan gözlerimiz, işte gördüğünüz gibi küçülmüş bulunmaktadır. Sizin gözleriniz de, arkanızda, Aladağ’da bıraktığınız biz kardeşlerinize duyduğunuz meraktan dolayı, yolda giderken, durup durup, dönüp dönüp arkanıza baktığınız için, işte gördüğümüz gibi büyümüş bulunuyor.”
Günübirlik hükümler karşısında değiliz. Bunca ağırbaşlı, akça pakça ve ufuklar hacminde bir sesleniş, sıradan bir kültürün harcı olamaz. Önümüzdeki yıllarda Türk Dünyası’nın; sanatta, edebiyatta, siyâsette, estetikte, ne umulmaz yüksekliklere eriştiğine şahit olacağız.
“21’inci Yüzyıl Türklerin asrı” diyenler boşa konuşmuyor. Türk Cumhuriyetlerinde yetişen ressamlar, edipler, şairler. Batı medeniyetinin hürmetini ve hayretini şimdiden kazanmaya başladı bile.
John Haslip bir ingiliz mütefekkiridir. Asır başında şöyle demişti: “Dünyada uyuyan bir dev var, Türkler. Bu devi uyandırmayınız“
Geç kaldılar, dev çoktan uyandı.
Dileriz, Türk Cumhuriyetleri daima, hazımlı ve istikametli liderlerle yanyana olur. Ve Medethan Bey gibi üstün meziyetli karakterler yetiştirmeye devam eder.
Gürbüz Azak