şampiyonluklarla dünyada adını duyuran Ahıska Türkü Ferit Osmanlı, yıllardır sürdürdüğü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma mücadelesini kazanmanın mutluluğunu yaşıyor.
Denizli’nin Honaz ilçesinde yaşayan Osmanlı, Türk kimliğini aldıktan sonra çıktığı Rusya Federasyonu’ndaki Moskova Lotoşimo Bilek Güreşi Şampiyonası’nda Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Ukrayna ve Rusya’nın ünlü bilek güreşçilerini yenip şampiyon olarak döndü.
Osmanlı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2012 yılında yapılacak olan dünya şampiyonasına hazırlandığını ve burada Türk bayrağını dalgalandıracağını söyledi.
Uzun yıllar Özbekistan’da yaşadıktan sonra ailesi ile birlikte 2004 yılında Türkiye’ye geldiklerini ifade eden Osmanlı, o dönemlerde Osmanov olan soyadını Osmanlı olarak değiştirdiğini anlattı.
Türk vatandaşı olmak için uzun yıllar mücadele ettiğini, sonunda amacına ulaştığını belirten Ferit Osmanlı, şunları kaydetti:
”Özbekistan vatandaşıydım, ama Türk soyundanım. Osmanlı torunuyum. Yeni Türk vatandaşlığına geçtim. Türk’tüm şimdi gerçek Türk oldum. Bu yıldan başlayarak, 2010’dan itibaren uluslararası turnuvalarda hep Türkiye adına yarışacağım. Ağır sıklet dünya şampiyonluklarını yine kazanacağım. Türk’ün gücünün ne olduğunu bütün dünyaya göstereceğim. Bilek güreşi sporuna 2000 yılında Özbekistan’da başladım. 2003 yılında ilk dünya şampiyonasına 95 kiloda katıldım ve şampiyon oldum. 2004, 2005, 2006 dünya şampiyonalarında da dünya birincilikleri elde ettim, altın madalyalar kazandım.”
Ferit Osmanlı, bilek güreşinde sponsorların öneminin büyük olduğunu ve bu konuda Türk firmalarından destek beklediğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Denizli’de bana yardımcı olan bir spor kulübünde şampiyonalara hazırlanıyorum. Honaz Belediye Başkanı Turgut Devecioğlu, maddi ve manevi olarak destek sağlıyor. 2012 bilek güreşi dünya şampiyonasına girmem söz konusu. Derece yapma ihtimalim çok yüksek. Onun için, sponsor desteği istiyorum. Gıda yönünden ve şampiyonalara hazırlanırken maddi ihtiyaçlarımız çok oluyor. Amacım bilek güreşinde Naim Süleymanoğlu gibi olmak, ilimin, ülkemin ismini dünyaya duyurmak.”