Haberler

Adriyatik’te Kalan Türkler

O

smanlı idaresi altında uzun süre kalan Karadağ’da bu yıl nisan ayında yapılan ve bir süre önce sonuçları açıklanan nüfus sayımında, çoğu Adriyatik sahilindeki Bar şehrinden olmak üzere ilk defa 104 kişi kendini “Türk” olarak yazdırdı. Yüzyıllardır tarihi Bar şehrinde yaşayan ve dillerini unutmayan Türkler, “Türkiye’nin son yıllarda bölgede ve dünyada artan etkisinden ilham alarak” kimliklerine sahip çıktıklarını belirttiyorlar.

Balkanlar’da bir medeniyet inşa eden, Anadolu’dan getirilen nüfusla da bölgeyi adeta bir ikinci “vatan” haline getiren Osmanlı, özellikle Balkan harbinin kaybedilmesiyle birlikte bölgeden çekilmek zorunda kaldı.

Osmanlı’nın bölgeden çekilmesiyle birlikte burada kalan Türk ve Müslüman nüfusu ise zor günler bekliyordu. Bölgedeki Türklerin yanı sıra çok sayıda Boşnak ve Arnavut Müslüman, Osmanlının buradan ayrılmasından sonra vatanlarını terk ederek, Anadolu’ya göç etti. Göç etme imkanı bulamayan ve bulundukları bölgede azınlık konumuna düşerek zor günler yaşayan Türkler ise “bir gün Anadolu’dan kardeşlerinin yine yanlarına geleceği umuduyla” bugünlere dek yaşadı.

Balkanlarda bu umudu koruyan Türklerin yaşadığı şehirlerden biri de Bar. Osmanlının 1595 yılında fethettiği ve 1878 yılında Berlin Kongresi’yle o dönemki Karadağ Krallığı’na bırakmak zorunda kaldığı Bar, bugün bile birçok özelliğiyle Anadolu’dan herhangi bir şehir görünümünü muhafaza ediyor. Yıkılmış camilerin, tarihi evlerin içinde bulunduğu kalenin yanı sıra “Stari Grad” olarak adlandırılan eski şehirde saat kulesi, camileri, türbesi, tekkesi ve bünyesinde barındırdığı Türk, Boşnak, Arnavut gibi Müslüman nüfusla Osmanlı ruhu Bar’da hala yaşatılıyor.

Bar’da Türkler’in Yaşadığı İlk Defa Üç Yıl Önce Öğrenildi

Kosova, Makedonya, Bulgaristan ve Batı Trakya’nın aksine Karadağ’da Adriyatik sahillerinde bir süre öncesine kadar “Türkçe konuşan” Türklerin yaşadığından kimsenin haberi yoktu. Bu bölgede yaşayan Türklerden ilk defa haberdar olan ise yaklaşık 3 yıl önce Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı’nın (TİKA) eski Karadağ Koordinatörü Dr. Gökçen Kalkan oldu.

Şu anda TİKA’nın Sırbistan Koordinatörü olarak görev yapan ve Karadağ’daki görevi sırasında bu ülkenin Cumhurbaşkanı Filip Vuyanoviç tarafından, “üstün başarıları ve çalışmalarından” dolayı ülkenin en prestijli ödülü olan “Devlet Nişanı” takdim edilen Dr. Gökçen Kalkan, Bar’da yaşayan Türklerle ilk olarak 2008 yılında karşılaştığını söyledi.

Bar Belediyesi’nde bir toplantıya katıldıktan sonra Bar Kalesi ve eski şehrin bulunduğu alanı ziyaret ettiğini ifade eden Kalkan, Balkanlardaki Osmanlı şehirlerinin bir benzeri olan eski Bar’da yürüyüp asistanıyla Türkçe konuştuğu sırada yaşlı bir amcanın “Hoş geldiniz” sesiyle irkildiğini söyledi.

Adının daha sonra “Bayazid Karagözoviç” olduğunu öğrendiği bu kişinin Bar’da yaşayan eski Türklerden olduğunu öğrendiğini ifade eden Kalkan, “Daha önce burada Türklerin yoğun bir nüfusa sahip olduğu, ancak zaman içinde tamamının Bar’ı terk ettiği biliniyordu. Burada Türkçe konuşan, Türk nüfusun olduğunu öğrenince çok şaşırdım” dedi.

Adriyatik’ten Çin Seddi’ne Kadar Türkçe Konuşuluyor

Bayezid Karagözoviç’in kendisinin bölgeye yıllar sonra gelen ilk Türk olduğunu söyleyerek içten sarılması karşısında çok duygulandığını belirten Dr. Kalkan, şöyle konuştu:

“Bar ziyaretimden kısa süre önce bir vesileyle Urumçi’de bulunmuştum. Urumçi’de yaşadığım eşsiz güzellikleri hatırlayarak, ‘Adriyatik’den Çin Seddi’ne’ kadar Türkçe konuşulduğunu görmüş olma bahtiyarlığını yaşadım.”

Dr. Kalkan, daha sonra yaptıkları çalışmalarda Bar’da “Karagözoviç, Gülömeroviç, Şahinoviç, Mustafiç, Ömerbaşiç” soyadlı 18 Tük ailesi tespit ettiklerini ifade ederek, ancak bu ailelerden sadece yaşlıların Türkçe bildiğini kaydetti.

Yeni neslin de Türkçe öğrenmesi için Bar’da geçen yıl TİKA’nın desteğiyle Türkçe kursu açtıklarını ve 25 kişilik kursa 100 kişinin müracaat ettiğini belirten Dr. Kalkan, o gün tanık olduklarını şöyle anlattı:

“Yaşlı insanlar torunlarının elinden tutarak Türkçe kursuna adeta ‘koşarak’ gelmişti. 75 yaşında burada yaşayan Abdullah isimli amcaya kendisinin neden kursa geldiğini sorduğumda, mahalli şivesiyle ‘Getirmişim baganları (çocuk anlamına geliyor), unukları (Sırpça torun) öğretesiniz onlara dilimizi, alışsınlar Türkçeye’ yanıtını hiç unutamıyorum.”

Bar’da şu anda Türkçe konuşan yaklaşık 50 aile bulunduğunu ve bu durumun kendilerini çok sevindirdiğini dile getiren Mustafiç, şöyle konuştu:

“Osmanlının buradan ayrılmasının üzerinden 100 yıl geçti. Ancak burada o eski dili konuşan insanların yaşaması bizi çok mutlu ediyor. Burada cami, türbe, tekke gibi tarihi anıtların yanı sıra canlı anıtlarımız da bulunuyor. Burada Türkçe konuşan 50 aile bulunuyor, ancak Türk kökenli insanların sayısı daha yüksektir, fakat zamanla bu insanlar Türkçeyi unutmuşlar. Şu anda burada benim de devam ettiğim Türkçe kursu bulunuyor. Ben ümit ediyorum ki burada kısa sürede bin kişi Türkçe konuşacaktır.”

Sulyo Mustafiç, kendisinin de Türk kökenli olduğunu ve atalarının yüz yıllar önce Karaman’dan Bar’a gelerek yerleştiğini ifade ederek, “Bizim büyüklerimiz Türkçe konuşmadıkları için biz Türkçeyi öğrenemedik. Ancak Türkçeyi öğrenmeye karar verdim. Çünkü biz bir milletiz ve bu dili de öğrenmemiz lazım.”

Kaynak

İlgili Gönderiler

1 / 74