erkeslerin Abigo vadisinde son mukavemet teşebbüsleri, Kafkas tarihinde asla unutulmayacak olan bir hadisedir. 7 – 11 Mayıs 1864’de kadar dört gün içinde Ruslar, bir avuç Çerkes tarafından yenilgiye uğratılmışlardır. Nihayet Rusların kuvvetli bataryalarının ateşi altında bu Çerkeslerin hemen hemen tamamı şehit olmuştur.
Bu facia, Rusya’nın genişlemesine karşı Kafkasya’nın açmış olduğu ve asırlarca devam etmiş olan mücadelesinin müteaddit ve heyecanlı safhalarının sonucudur. Abigo müdafilerinin ölümü ile beraber Çerkes milleti sukut etti, mahvoldu veya, şuraya, buraya dağıldı. Bunun üzerine Kafkas Genel Valisi olan Grandük Michel, kardeşi olan imparatora 2 Haziran 1864 tarihinde aşağıdaki telgrafı gönderdi:
“Haşmetmeap, Kafkasya’daki şerefli harbin kat’i neticeye varmasından dolayı Majestenizi tebrike muvaffak olmakla bahtiyarım. İtaat altına alınmamış olan bir tek kabile kalmamıştır. Bu gün kıtaatın huzuru ile Cenabı Hakka şükran makamında ruhani bir âyin icra edilmiştir.”
Çerkezistanın işgalinin son dakikalarını Ed. Dulaurier‘nin Revu des deux Mondes’daki bir etüdüne göre ifade ettik.
Şimdi Elisée Reclus‘ü takip ederek Rusların Kafkasya’daki başarılarının insanca olmayan sonuçlarını özet olarak hikâye edeceğiz.
Çar İkinci Aleksandr‘ın kardeşi Grandük Michel son muharebeden sonra derhal imparator tarafından da sevinç ile tasvip ve imza edilmiş olan bir kararname çıkardı.
Kararname, bütün Çerkeslere vadilerini bir ay içinde tahliye etmelerini emrediyor, aksi takdirde haklarında harp esiri muamelesi yapılacağını beyan ediyordu.
Bu emre uyuldu ve Çerkeslerin 4/5 den fazlası vadiden vadiye ilerleyen askeri müfrezelerin kılıçları böğürlerinde olduğu halde Türkiye’nin Avrupa’daki arazisine, Anadolu’ya, Kıbrıs’a ve Osmanlı İmparatorluğu’nun diğer mıntıkalarına iltica ettiler.
Yalnız Rus zabitlerinin nezareti altında Karadeniz limanlarından karaya çıkarılmış Çerkesleri hesaba katan resmi istatistiklere göre 1864 senesinin ilk altı ayında Trabzon, Samsun ve Sinop’a çıkarılan Çerkeslerin miktarı 260.000 kişi idi. Resmi vesikalar, 1858’den 1864’e kadar 398.000 Çerkes’in hicret etmiş olduklarından bahsetmektedir.
Büyük hicretten evvel hicret etmiş, sonradan kaçmış, yolda ölmüş olanlar hesaba katılacak olursa dağlarını terk etmek mecburiyetinde kalmış olan Çerkes ve sair Kafkasyalıların miktarı hiç olmazsa yarım milyon tahmin edilebilir.
Kayıklarla bindirilmiş, sonra ağaç dallarından yapılmış kulübelerde iskan edilmiş, ekseriya yiyecek, içecekten mahrum, fena havalara ve fena muamelelere maruz kalmış olan muhacirlerin çektikleri ızdırapları ve bunların arasında ne kadar çok kimsenin ölmüş olduğunu tahmin etmek güç değildir. Bir çok yerlerde memleketlerini terk etmek mecburiyetinde kalmış olan muhacirlerin yarısı açlıktan veya hastalıktan ölmüşlerdir.
Elisée Reclus‘ün Çerkes muhacirleri hakkında vermiş olduğu rakam, doğru değildir. Hakikaten daha evvelki senelerdeki 1859’dan 1864’e kadar muhacirler dahil olmamak üzere 1864’de 507.000 Çerkes hicret etmiştir. Muhacirlerin hakiki miktarı 750.000’den fazla tahmin olunmaktadır. Ertesi sene 1865 30.000 kişilik Çeçen, Dağıstanlı, Çerkes ve öset Kuzey Kafkasya’yı terk etmiş ve bu muhacirler tarafından bırakılmış olan arazi, Kazaklara tevzi edilmiştir.