1
0 milyon nüfusuyla, yüksek tarım, maden ve turizm kapasitesiyle Türk iş insanlarını bekleyen ve her türlü desteği vermeye hazır bir ülke Tacikistan.
Peki Türkiye’de Tacikistan ne kadar tanınıyor, biliniyor?
Açıkçası bu soruya net bir cevap vermek zor zira kimileri Tacikistan’ı Türk Cumhuriyetleri içinde zikrediyor! Kimileri de Tacik nüfusunun yüzde 35’inin Türk kökenli soydaşlarımız olduğunu bilmiyor!
Ağırlıklı olarak yüzde 20 oranında Özbek, yüzde 15 civarında diğer Türk topluluklarından soydaşımızın yaşadığı Tacikistan topraklarında pek çok Türk devletinin izleri var. Bu yönüyle olsa gerek bazı kaynaklarda Tacikistan bir Türk Cumhuriyeti olarak yer alıyor.
Taciklerin tarihî ve kültürel olarak Farisilerle, Hanefi-Sünni olmaları bakımından da Türklerle tarih boyunca sıkı ilişkileri olmuştur. Samaniler Devleti’nin bir bakiyesi olarak da görülen Tacikistan aynı zamanda Karahanlılar, Gazneliler, Büyük Selçuklu, Timur ve Altın Orda gibi birçok Türk devletinin de bakiyesidir.
Kurban Bayramı öncesi DEİK İstanbul ofisinde DEİK Tacikistan İş Konseyi Başkanı Cihangir Fikri Saatçioğlu ve Tacikistan İstanbul Başkonsolosu Murod Saidzoda Beyefendi’nin birlikte düzenlediği “Türkiye-Tacikistan Ticari, Ekonomik ve Kültürel İlişkiler” konulu panelde bizler de konuşmacı olarak bulunduk.
Salonu dolduran insanların büyük bölümünün Tacikistan’da iş kurmuş ya da yatırım yapmayı düşünen iş insanlarından oluşması gerçekten çok sevindiriciydi zira Türkiye’nin “Yeniden Asya” politikasının ne denli önemli olduğunun da bir göstergesiydi bu.
Politik, stratejik ve ekonomik anlamda bütün Türk Cumhuriyetlerinin olduğu gibi Türkiye’nin de projeksiyonunda daha fazla olması gereken bir ülke Tacikistan! Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin huzur ve asayişinin sürekliliği Tacikistan’ın istikrarıyla da yakından ilgili.
Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin bugün Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde bir araya gelip önemli bir güce dönüşmeleri karşısında bir bakıma yalnız kalan Tacikistan’a çok farklı emellerle yaklaşan kimi ülkeler, bu ülkede kendi hinterlandını kurmaya çalışıyor. Oysa Tacikistan böyle bir bağımlılıktan ziyade Türk Cumhuriyetleriyle birlikte yürümekten yana bir tavır ve tutum içinde. Nüfusunun üçte birinin Türk kökenli olmasından mütevellit bu ülkenin Türk Devletleri Teşkilatına şimdilik “Gözlemci Üye” statüsüyle kabul edilmesi yararlı olacaktır.
Tacikistan-Kırgızistan arasındaki sınır anlaşmazlıkları da bu süreçte nihayetlenebilir nitekim Tacikistan’ın, Orta Asya’nın en önemli su ve enerji rezervlerine sahip olması bu ülkenin önemini daha da artırıyor. Bu yönüyle özellikle su ve enerji ihtiyacı olan Türk Cumhuriyetleriyle karşılıklı olarak yararlı, yapıcı ve kalıcı ilişkiler geliştirilebilir inancındayım.
Esas itibarıyla Türkiye, Orta Asya projeksiyonunu oldukça geniş tutmalıdır zira kaderin bir cilvesi olsa gerektir, geldiğimiz coğrafya bizi çağırıyor yeniden.
Bu çağrıyı en erken fark eden kesim sanırım iş insanlarımız olsa gerek. Türk iş insanlarının bu çağrılara kulak vermeleri ve uzak diyarlarla ülkemiz arasında köprüler kurmaları ülkemiz adına çok sevindirici.