Türk Dili

Güzel Türkçe Hamlesi

 

Dil, edebiyatın; edebiyat, tarihin; tarih de milletin aynasıdır. Bu bakımdan; dil-millet bağı çok mühimdir. Bu bağ, bütün dar ve geniş mânâlarıyla ruhî, içtimaî ve kültürel hayatımızın vazgeçilmez en kıymetli unsurlarından biridir. Medenî çehremizin ayarıdır. Zevk ve estetiğimizin ölçüsüdür.

 

Bugün, TDK Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun ile Türkçe yeni bir hamleye girmiştir. Her şeyden önce, ciddî ve samimî oluş; umumî vicdanı tatmin bakımından ferahlatıcıdır. Temennimiz başarıdır.

 

Bu güzel hamlenin hedefine mutlaka ulaşması gerekir. Bunun için, ben de aynı samimiyet içerisinde bazı tekliflerde bulunmayı bir vazife addediyorum:

 

İlk olarak; her şeye rağmen herkesin bu yapıcı ve müsbet harekete inandırılması lâzımdır. Eskiden olduğu gibi, ayırıcı değil birleştirici olunmalıdır. Bütün yayım vasıtaları, TDK tarafından teklif edilen kelimeleri aynı hassasiyetle kullanılabilmelidir.

 

İkinci mühim husus, yabancı kelimelere karşılık bulacak olan heyetin daha genişletilmesidir. Bir kelimeye birkaç kişi tarafından bulunacak Türkçe karşılık güven verici gözükmeyebilir. Nitekim, eski TDK da aynı yolu takip etmiş ve niyetinden gelen aksaklıkla da itimat verici olmamıştır. Öyleyse; karşılıkları bulunacak kelimeler kamuoyuna veya yetkili ilim adamı ve yazarlara “teklif” edilmeli, onlardan elde edilecek neticeler TDK’nın ilgili heyetince harmanlanmalıdır. Bu yol, hem güven artırıcı olacaktır, hem sürat kazandıracaktır ve hem de demokratik bir çığırı açacaktır.

 

Üçüncü olarak, karşılıkları bulunacak yabancı kelimeler iyi tesbit edilmelidir. Halen Türkçe’de karşılığı bulunanlar üzerinde vakit harcanmamalıdır. Meselâ: konsensüs, sezon, şov gibi kelimeler bu türdendirler. Bunların zaten Türkçe’de karşılıkları vardır ve sırayla: uzlaşma, mevsim, gösteri mânâsınadırlar.

 

Körfez Savaşı sırasında ortaya bir spiker tarafından atılan “sorti” kelimesi herkesi rahatsız etmiştir. Burada yapılacak iş o spikeri uyarmaktı. Bu yapılmadı ve iş uzadı. Fransızca sorti kelimesi çıkış demektir. Ancak, uçakların yaptığı fiil çıkıştan ziyade “dalış”tır.

 

Türkçe karşılığı olduğu halde, kullanılan yabancı kelime sayısı maalesef pek fazladır. Burada yapılacak iş, hiç şüphesiz ilk önce eğitim müesseselerimize daha doğrusu Millî Eğitim Bakanlığı’na düşmektedir. Ne yazık ki, gerek Millî Eğitim Bakanlığı ve gerekse Kültür Bakanlığı kendini bu meselede mesul tutmaz görünmektedirler. İşin bir de üniversite boyutu vardır ki ilgili bölümleri gayet endişesiz ve rahattırlar.

 

O halde; mesele sadece TDK Başkanı Sayın Ercilasun’un ciddî ve samimî gayretleriyle başlamamakta veya hallolmamaktadır. Meseleye topyekûn sahip çıkılması gerekir. Bu samimî insan ve çevresindekiler ne kadar çırpınırlarsa çırpınsınlar MEB ders kitaplarındaki uydurma kelimeleri değiştirmedikçe, üniversitelerin ilgili bölümleri meselenin -senelerdir olduğu gibi- uzağında dururlarsa neticenin hâsıl olacağına inanmak zordur.

 

Bu hususta, elbette ki televizyonlar daha müessir olmaktadırlar. Bazı televizyon programlarına baktığımızda yapılan bu çalışmanın aksine faaliyetler görmememiz mümkündür: Turnuva, Turnike, Kokteyl, Vitrin, Alternatif… Bunlardan sadece bazılarıdır.

 

Başlatılan bu güzel Türkçe hamlesini yalnız bırakmamamız lâzımdır. Başlatanları tebrik ve takdir etmek güzel bir şeydir fakat asla yeterli değildir. Unutmayalım ki Türkçe hepimizin lisanıdır ve geliştirilmeye ve sevilmeye layık bir lisandır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İlgili Gönderiler

1 / 79