Bir de İngiltere’den ve diğer AB ülkelerinden olup Türkiye yönüne nakliye yapan İngiliz ve diğer Avrupa veya İranlı şoförler de bilhassa doğu Avrupa ülkelerinde Türkçe bilmek mecburiyetindedirler. Ta ki ülkemize yani Kapıkule’ye gelinceye kadar…
Bizim nice aydın geçinenlerimizin anlayamadığı bazı şeyleri, farkında olarak veya olmayarak biz ilkokul mezunu olan şoförler başardık. Yani karşımızdaki bir kimseyle ya onun diliyle, yahut kendi dilimizi onunla konuştuk; hem de Alpler’den, hatta Manş’tan Çin Seddi’ne kadar. Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar Türk ülkeleri ve illeri olan bir milletin evlatları nasıl bu kadar İngilizce sömürgesi ve kölesi olurlar. Anlamıyorum. İngilizceyi bizim kadar beynelmilel dil yapan o dil uğruna bizim kadar cihat (!) çağrısı yapıp bebelerinden ihtiyarlarına kadar öğretmeye seferber olan bir millet daha görmedim de utandım.
Şu meslek hayatımda gittiğim yerlerde ihtiyaç olan teknolojiyi acaba İngilizce’den başka dillerle öğrenmenin mümkünatı yok mudur diye düşünüyorum. İngilizce bilenden daha çok Türkçe bilen vatandaşının bulunduğu ve Avrupa’nın ağası sayılan Almanya, bizdeki mankurtlara göre, acaba geri mi kalmış sayılır.