T
ürk milletinin var oluş hikâyesi Türkistan’da başlamıştır.
Türkistan, Anadolu’ya Yesevi mayasını çalan coğrafyadır, Türk tarihinin alın yazısıdır, kültürümüzün, irfanımızın, dilimizin, töremizin, türkülerimizin, edebiyatımızın filizlendiği, yeşerdiği atalar yurdudur.
Türkistan’ı “Uluğ Türkistan” yapan ise bağrında yetişen Türkistan Piri Hoca Ahmet Yesevi ve peşi sıra gelenlerdir. Yesevi hazretleri, bugün Kazakistan’a bağlı Türkistan Sayram’da dünyaya gelmiştir.
Gerek Kazakistan gerekse Özbekistan bölgesinde hakikat meşalesini yakan ve meşaleyi diyar diyar dolaştıran çok sayıda mutasavvıf dünyaya gelmiş, Türk milletinin hem maddi hem de manevi tarafını şekillendirmişlerdir. Öyle ki cenk meydanlarında Bahadırlar, Cilasınlar, Alpler işte bu mana ile ALPEREN olmuşlardır.
Türkistan, yüzyıllarca işgal altında kaldı, esir düştü, bütün birikimleri sömürüldü ve nefessiz bırakıldı. Dil, din, töre, tarih, kültür, edebiyat… Türk milletinin bütün maddi ve manevi varlığı Çarlık Rusya’sının, Sovyetlerin ve Çin’in silahlı tasallutu altına girdi.
Bunca yasaklamalara rağmen, bunca baskıya, işkenceye, sürgüne rağmen bugün Türkistan dimdik ayakta ise işte bahsettiğimiz o Türkistan kandillerinin yüzü suyu hürmetinedir.
Bu kandillerden birisi Abay Kunanbay…
Bugün kardeş Kazakistan için çok önemli bir şahsiyet olan Abay Kunanbay’ın doğum yıl dönümü. 10 Ağustos 1843 yılında Semey’de Jiydebay Yaylası’nda doğmuş olan bu bilge düşünür ve şair, Semey medresesinde eğitimini tamamladıktan sonra uzun yıllar kadılık yapar.
Abay’ın hayalindeki insan “İnsan-ı Kâmil” olma yolunda kendini manada, sanatta, düşüncede, ilim ve irfanda donatan insan modelidir. Öyle ki bir toplumu kalkındıran kişiler o milletin aydınlarıdır. Halk cahil kalmışsa o aydınlar gerçek aydın değildir.
“Adımı insan koyduğu için
Nasıl cahil olayım?
Halkım cahil olduktan sonra
Nereye gidip donayım?”
Kazak halkının yüzyıllar sonra kendine dönmesini, maddi ve manevi anlamda gelişimini tamamlaması için Kazakistan Cumhuriyetinin Kurucu Cumhurbaşkanı Elbası Nursultan Nazarbayev, Abay’a ve öğretilerine ayrı bir önem vermiş ve Abay’ın dünya görüşü ışığı çerçevesinde Kazakistan’da dev çalışmalar yapmıştır.
Kazakistan önceki gün, 10 Ağustos gününü “Abay Kunanbay Günü” olarak bayram günleri listesine aldı. Bozkırın ulu bilgesini böylesine önemseyen Kazakistan Devleti, Kazak halkını yeni baştan millî kültüre davet eden Abay Kunanbay hakkında çok önemli çalışmalar yürütüyor.
Elbası Nazarbayev, Kunanbay hakkında şunları söylüyor:
“Kazak halkının manevi hazinesine büyük katkılarda bulunan bir bilge olmakla birlikte, Kazakların millîleşmesi uğruna büyük emek veren bir düşünürdür.”
Abay hem şiirle hem irfanla hem felsefeyle hem musikiyle ilgilenmiş, halkını daima doğruluğa, iyiliğe çağırmıştır. Abay’ın gerek Kara Sözler’inde gerekse diğer şiir kitapları ve nasihatlerinde Kazak halkına çok ciddi eleştiriler vardır. Kazak halkının okumaması, bilimle ve sanatla ilgilenmemesi, birbirlerine düşmesi, yöneticilerin basiretsiz ve cahil olması, halkı bir araya toplayamaması kabilinden yığınla eleştiri, hiç kuşkusuz var olan sorunlara dikkat çekmektir.
Artık ne Türkistan’da ne Türkiye’de topluma ışık olacak kandiller yetişiyor. Yesevi Ocağını harlamak gerektir diye düşünenlerdenim. Gelecek on senelerde millî ve manevi meselelerde zor zamanlarımız olabilir zira kendi millî kimliğini koruyabilen toplumlar ayakta kalacaktır.
10 Ağustos gününe binaen Kazakistan’da bugün “Abay Günü” olarak kutlanıyor. Bizler de bu büyük Türk bilgesini rahmetle anıyoruz…