Sultan Abdülhamid Han

Sultan Abdulhamid Han’ın Büyük Din Gayreti

resim

Avrupa’da Peygamberimizin Aleyhine Piyesleri Yasaklattı
Aydınlanma çağından sonra, Avrupalı entelektüellerde Şark’ı doğru anlamak merakı hâsıl olmuş; bunun neticesi olarak gerek Müslümanlığa, gerekse Osmanlı estetik ve kültürüne karşı bir sempati doğmuştu.
Bununla beraber sosyal ve siyasi alışkanlıkların tesiriyle halk arasında fanatikler de eksik olmamıştır. İnançsızların, inananların inandığı şeylere saygı göstermesi beklenmez belki ama, insanların kıymet verdiklerine, en azından açıkça saygısız davranmamak da medeni insanın vecibesi olmalıdır.
Osmanlı hükûmeti, kendisine ve Müslüman halka zarar vereceği endişesiyle bu konjonktürel fanatizmi söndürmeye çalışmıştır. Bu hassasiyet hilafet prestijini ayakta tutmaya en fazla ehemmiyet veren Sultan II. Abdülhamid’de görülür.

Avrupa’da İslâmiyet veya Osmanlılar aleyhindeki piyeslerin, Osmanlı hükûmetinin ricasıyla ve diplomatik yollarla sahneden kaldırıldığı veya hiç sahnelenmediğine dair Osmanlı arşivinde vesikalar mevcuttur. Gazeteci merhum Ziyad Ebuzziya Bey, vaktiyle bunları neşretmişti.
 
Fena tesir!
 
Meşhur Fransız yazarı ve Academie Française azası Marki Henri de Bornier’nin, Hazret-i Muhammed ve İslâmiyet hakkında uygunsuz ifadeler taşıyan “Mahomet” adlı piyesinin Paris’te sahne alacağını bir Fransız gazetesinde okuyan Padişah, Paris sefaretine bir talimat gönderdi.

1888 tarihli bu talimatta, “İslâmiyet aleyhinde tertip edilmiş bir tiyatro risalesinin Paris’te Comedie Française nam tiyatroda oynatılacağı anlaşılarak, bilcümle Müslümanlarca fena tesir doğuracak böyle bir oyunun icrasına Fransa Devleti tarafından rıza gösterilmeyeceğinin açık olduğu” beyan ediliyor; gayet nazik bir üslûpla ve diplomatik bir lisanla bunun engellenmesi isteniyordu. Paris Sefiri Esad Paşa, Fransız bürokratları ile görüşerek, piyesin icrasını bir sene tehir ettirmeye muvaffak oldu.

Mart 1890’da Comedie Française, piyesi tekrar repertuarına alınca, diplomatik bir kriz doğdu. Fransız hariciyesi, piyeste İslâmiyet ve Hazret-i Peygamber aleyhinde bir unsur bulunmadığını beyan ederek; piyesin o zaman Fransız hâkimiyetindeki Cezayir ve Tunus’ta oynatılmayacağı hususunda teminat verdi.

Bu zaman zarfında Padişah, Fransız sefiri Kont Montebello ile bizzat görüşerek, piyesin kaldırılmasında ısrarcı oldu. Uyanık sefirin, başbakan Freycinet’i ikazı üzerine, sadece Comedie Française’de değil, bütün Fransa’da piyesin icrası hükûmetçe menedildi. Sefir bunu, 22 Mart 1890’da Hariciye Nazırı Said Paşa’ya haber verdi. Buna dair yazışmalar, Osmanlı Arşivi’nde mevcuttur
Eski diplomatlar
 
Bunun üzerine de Bornier, piyesini daha bir hürriyet memleketi olan İngiltere’de sahneletmeye teşebbüs etti. Londra’da Lyceum tiyatrosu ile anlaştı. O zaman Kraliçe Victoria’nın hariciye nazırı, Türk dostluğu ile tanınan Lord Salisbury idi. Padişahın arzusu üzerine hükûmet, buna müracaat ederek, piyesi İngiltere’de de menettirmeye muvaffak oldu.

Üç sene sonra, Lord Salisbury düşüp, yerine Lord Rosebery geçince, Borniet cesarete gelip, tekrar bir başka Londra tiyatrosu ile anlaşmışsa da, Osmanlı sefirinin müracaatı üzerine, hükûmet tarafından engellenmiştir. O zamanki Osmanlı sefaret mensupları, kokteyllerde gezmek yerine, memleket menfaatlerini ciddi manada takip eden kültürlü, tecrübeli ve hassas diplomatlardı.
 
Dünyadan haber
 
Avrupa’da neşredilen hemen her gazeteyi getirtip okuyan veya okutan, böylece dünyada olup bitenden haberdar olmaya çalışan Sultan II. Abdülhamid’in, sahnelenmemesi için diplomatik yollarla mücadele ettiği piyesler bunlardan ibaret değildir. Hiçbirinde dünyayı ayağa kaldırmak veya harb ilan etmek gibi ifadeler kullanılmış değildir. Kimse de piyesi yazanın kafasını kesmeye kalkışmamıştır.

1893’te Roma’da “Mehmed II” isimli piyesin sahneleneceğini haber alan Sultan II. Abdülhamid’in talimatı üzerine hükûmet, İtalyan hariciyesi nezdinde müracaatta bulunmuş; piyeste gerek Fatih Sultan Mehmed ve gerekse İslâmiyet hakkında tahkir edici bir unsur varsa, kaldırılacağı teminatı alınmıştır.

William Percy’nin 1601’de yazdığı “Mahomet and His Heaven” (Muhammed ve Cenneti) adlı piyesin 1900 senesinde Paris’te oynanmak istenmesi üzerine, Osmanlı hükûmetinin Paris sefaretinin müdahalesiyle piyesin ismi değiştirilmiş ve içinde İslâmiyete karşı yanlış anlaşılabilecek hususların çıkarılması kabul ettirilmiştir.

İlgili Gönderiler

1 / 17