Medeniyetimiz

Türkler Medeniyet Öncüsüdür

H

resim

azırladığı dokümanter filmlerle
dünyada ün kazanmış Avusturyalı fikir ve sanat adamı Erich Feigl, bu yılın
başlarında yeni çalışmalarda bulunmak üzere ülkemize geldiğinde yazar Ali
Sirmen’in kendisi ile yaptığı röportaj, 28. Şubat 1983 tarihli Cumhuriyet
Gazetesi’nin ikinci sahifesinde yayınlandı.

Gerçek bir fikir ve sanat adamı,
samimi bir Türk dostu olan Erich Feigl, Ali Sirmen’in muhtelif sorularını cevaplandırırken,
özellikle Türk kültür ve medeniyetine karşı duyduğu derin hayranlığı dile
getirdi.

“Bugün Almanya’da olduğu gibi Avusturya’da da Türk işçilerinin kötü ve
aşağı görüldüklerini bunu önlemek için ne yapmak gerektiği”
hususundaki bir
soru üzerine Feigl; “Bir şeyler yapmak
gerekli. İşte Türk Medeniyetleri ve Türklerle ilgili filmleri bunun için
yapıyorum. Avrupalılara Türklerin yalnız işgücü olmadıklarını aynı zamanda
büyük bir medeniyetin mirasçıları olduklarını göstermeye çalışıyorum. Bu sayede
belki Türklerle ilgili önyargıların da ortadan kalkmasını sağlarız”
dedi.

Feigl, ayrıca bu yıl Viyana Kuşatmasının
300’üncü yıldönümünü vesile kabul ederek Türk Halkının kültürel gücünü
Avrupalılara anlattığını belirtmiştir.

Erich Feigl’in Türk kültür ve
medeniyeti üzerindeki fikir ve düşünceleri şöyledir:

Türkler Avrupa’ya Büyük Bir Kültür Mirası Bıraktılar

Türk kültürünün bize birçok
armağanı olmuştur. Meselâ halı, Türklerin bize bir armağanıdır. Banyo, hamam
kültürü, kamu trafiği kültürü yani yollar ve köprüler, eğitim kültürü, meselâ
medreseler, zaman kültürü. Çünkü her vilâyetin bir saat kulesi vardı. İçme suyu
kültüründe de durum aynıdır, her ilçenin her köyün bir çeşmesi vardı. Ve ben
bunları göstermek istedim.

Yalnız Batıda Değil Uzak Doğu’da da Büyük Türk Kültürü Var

Sanırım ki, eski Delhi tamamen
Türk Kültürü’nün bir ürünüdür. Agra içinde aynı şeyi söyleyebilirim. Taç Mahal
Türk asıllı bir hükümdarın eseridir. Padepur’da da durum aynıdır. Dünyanın en
güzel tören binalarının bulunduğu bu kent de Türk kültürünün bir ürünüdür.

Yeryüzünün Şimdiye Kadar Gördüğü En Büyük Dini Hoşgörü Dönemi

Arap ülkelerinde de aynı duruma
rastlamak mümkündür. Kahire’ye bakın, Kudüs’e bakın hep bunları görürsünüz. Kahire
üzerine yaptığım bir film Muhammed Ali Camii ile biter ve İbn Tulun Camii’yle
başlar. Bunların hepsi Türklerindir. Kudüs baştan aşağı Türktür. Surlar Sultan
Selim’den kalmadır ve orada yapılmış kiliseler Osmanlı döneminden kalmadır. Çünkü
bu dönem son derece büyük bir hoşgörü dönemidir.

Bu yeryüzünün şimdiye dek gördüğü
en büyük dini hoşgörü dönemidir.

Balkanlarda da Durum Aynı

Sonra Balkanlara bakın, bütün Balkanlar
Türk kültürünün örnekleriyle doludur. Ben Orta Avrupa’da Budapeşte’de bir Türk
hamamında yıkandım.

Gök Medrese Dünya’da En Güzel Binadır

Selçuklular, Yunan, Roma ve
Bizans kültürlerini görmüşler, sonra onun üzerine onların devamı olan, ama aynı
zamanda yepyeni olan ve kendine has olan bir medeniyeti oturtmuşlar. Meselâ Divriği
bir harikadır bence ve ne yazık ki dünyada hiç tanınmaz. Bana göre Gök Medrese
dünyadaki en güzel binadır.

Ne Yazık ki Modern Türklerin Bir Bölümü Kendi Tarihleriyle İlgili Olarak
Hiçbir Şey Bilmiyorlar

Avrupa’nın Türk kültür ve medeniyetini
bir türlü anlayamadığını gördük. Ne yazık ki, modern Türklerin bir bölümü de
aynı yanlışlığı yapmaktadırlar. Hatta bazıları kendi tarihleriyle ilgili olarak
hiçbir şey bilmiyorlar. Son yılların tarihini bilmiyorlar, çünkü kendi
kaynaklarıyla olan bağlarını kaybetmişler. Meselâ Selçukluları yeterince
tanımıyorlar. Sadece yanlış anlaşılan bir Avrupa kültürünün kötü bir kopyasıyla
yetiniyorlar. Filmlerimin bu kopukluğu gidermesini dilerim.

Berlin’den Çin’e kadar Türkçe Konuşabilirsiniz

Şu noktaya dikkat çekmek isterim.
Öyle bir geçmişiniz var ve öylesine etkiniz yayılmış ki bunun örneğine dünyada
az rastlanır.

Benim bir asistanım var. Halepli,
annesi de Rodoslu Türk. Asistanımın adı Cahit. Cahit’le birçok kez seyahat
ettik. Viyana’dan taa Çin sınırına kadar gittik ve emin olun Cahit bütün bu yol
boyunca hemen her yerde az ya da çok Türkçe konuşarak derdini anlatmak imkanını
buldu. Bugün, Berlin’den Çin’e kadar Türkçe konuşabilirsiniz. Berlin’de, Münih’de,
Avusturya’da Türkçe konuşursunuz. Balkan ülkelerinde Türkçe konuşursunuz. İran’ın
kuzeyinde, Pakistan’ın kuzeyinde, Sovyetler Birliği’nin güneyinde hep Türkçe
konuşursunuz ve zincir Çin’e Altalara kadar uzanır.

—————————–

Erich Feigl Kimdir?

1931 de Viyana’da doğdu. Viyana Üniversitesi Psikoloji bölümünü 1955’te bitirdi. Belgesel ve filmler çevirdi. Dünyanın büyük dinleri, insan ve mitoloji, Maya, Aztek, İnka, Mısır kültürlerini işleyen telegaris dizilerini yaptı. Çevirdiği belgesellerin sayısı 60’a ulaşmakta. Bunlar arasında Viyana’nın Türkler tarafından kuşatılması 300. yıl dolayısıyla çevirdiği Türklerle ilgili filmi de var. Ayrıca Avusturya İmparatoru Şarlman’ın biyografisini hazırlayan Fiegl, Oesterreich Konservatif”in yazıişleri müdürlüğüne yaptı. 

Not: Bu yazı 1983 yılında Türkiye Gazetesi’nde neşredilmiştir.

İlgili Gönderiler

1 / 48